Neşe Aytugan GÜL
Köşe Yazarı
Neşe Aytugan GÜL
 

Para Para Para...

Tarihin en sıradışı liderlerinden Korsika’lı Napolyon Bonapart, savaşı kazanmak için 3 şey lazım demiş ve saymış: PARA, PARA, PARA! Artık herkes veya büyük bir çoğunluğumuz Napolyon felsefesini benimsiyor: Artık, yalnız muharebeleri değil, bütün savaşları kazanmak için 3 şeyin gerektiğine inanılıyor: PARA, PARA, PARA! Artık herşey para yüzündendir ve para içindir: para için en güçlü devletlerin içinde bile devletler kurulmaktadır.   Sevgili sanatçımız Ajda Pekkan'ın seslendirdiği, Rüçhan Çamay'ın sözlerini yazdığı uğruna şarkılar yapılan yine para değil midir?   Bir kaç dizesini şöyle hatırlayalım...   "Gariptir insanlar oğlu neler yaratmış, Yarattığı her bugün dünü aratmış, Aklı ile herşeyin sırrını bulmuş, Kendi yarattığı putun kölesi olmuş.   Para, para, para, Varlığı bir dert yokluğu yara..."   Ne acıdır ki birtakım ahlaksız, vicdansız, faziletsiz, namussuz, haysiyetsiz insanlar para için her şeyi satar. Bir zamanlar dostum dediğini, bir zamanlar kardeşim dediğini, bir zamanlar yengem dediğini ve bir zamanlar ekmeğini yediğinide satar. Satar da satar... "Delikanlıdır, düzgündür dersin.." para işin içine girince başka biri olur çıkar. Bu arada önceden zaten kaileye almadığın için ve yüzü olmayan için hadi neyse der geçersin de, kişilikli ve omurgalıdır dediğin daha bir şaşırtır seni... Hele yaptıkları bu kişiliksizliğe "ekmek kavgası" kılıfı takarlar ya? Bu apayrı bir vahim durum...   Para, evet yaşamak için gereklidir ama parayı helalinden, namuslu bir şekilde kazanmak lazımdır. Birilerini satıp, ahtı vefasızlık yaparak, ekmeğini yediğini, başka biri ekmek verdi diye satarak değil, yolundan çıkmayıp, nankör gelmeyecek şekilde, kişiliğini satmadan yaparsın...   Bizde yaşanan bir hikaye ile yazımı renklendirmek istiyorum..   "Bizim evimizin bir kızı daha var. Adı Chanel. Küçük, sevimli bir köpek. Onu o kadar benimsedim ki köpek kelimesi bile beni rahatsız ediyor. Yoğunluğumuzdan dolayı onun her şeyi ile bizim yardımcımız ilgilendi genellikle ve doğal olarak onu benimsedi. Bizimlede çok iyidir. Fakat yardımcımızı ayrı benimsemiştir. Arada ben yada evdekiler onu kandırmak için ödül maması ile kendimize çekeriz. Kuyruğunu sallaya sallaya gelir, alır ödül manasını, sevdirir biraz ve bir anda koşturur yardımcımız neredeyse onu bulur. Yani biz ne yaparsak yapalım asla onu yıllardır besleyen, gezdiren, tarayan, ilgilenen kişiyi "ödül maması" için satmaz. Ahtı vefalıdır, iyiliği unutmaz, nankör gelmez. Hatta ona ve odasına yaklaşmak değil, önünden geçecek olsak hemen koşturur, o alanı korur, gerekirse o ufacık boyuyla havlarken kendini perişan edecek şekilde savunur...   Bugün bu memlekette namussuzca para kazanıp namussuzca harcayanlar haddinden fazla çoğalmıştır. Böyle bir ortamda namuslular, namussuzlardan daha gözü kara, daha cesur, daha kararlı, daha azimli olmazlarsa bu memleket, bu toplum, bu devlet ayakta duramaz.   Yine istemeden de olsa "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul, zurna az!" diyerek yazımı sonlandırıyor herkese hayırlı Cumalar diliyorum...   Sevgiyle kalın...
Ekleme Tarihi: 21 Ocak 2022 - Cuma

Para Para Para...

Tarihin en sıradışı liderlerinden Korsika’lı Napolyon Bonapart, savaşı kazanmak için 3 şey lazım demiş ve saymış: PARA, PARA, PARA!

Artık herkes veya büyük bir çoğunluğumuz Napolyon felsefesini benimsiyor: Artık, yalnız muharebeleri değil, bütün savaşları kazanmak için 3 şeyin gerektiğine inanılıyor: PARA, PARA, PARA!

Artık herşey para yüzündendir ve para içindir: para için en güçlü devletlerin içinde bile devletler kurulmaktadır.

 

Sevgili sanatçımız Ajda Pekkan'ın seslendirdiği, Rüçhan Çamay'ın sözlerini yazdığı uğruna şarkılar yapılan yine para değil midir?

 

Bir kaç dizesini şöyle hatırlayalım...

 

"Gariptir insanlar oğlu neler yaratmış,

Yarattığı her bugün dünü aratmış,

Aklı ile herşeyin sırrını bulmuş,

Kendi yarattığı putun kölesi olmuş.

 

Para, para, para,

Varlığı bir dert yokluğu yara..."

 

Ne acıdır ki birtakım ahlaksız, vicdansız, faziletsiz, namussuz, haysiyetsiz insanlar para için her şeyi satar. Bir zamanlar dostum dediğini, bir zamanlar kardeşim dediğini, bir zamanlar yengem dediğini ve bir zamanlar ekmeğini yediğinide satar. Satar da satar... "Delikanlıdır, düzgündür dersin.." para işin içine girince başka biri olur çıkar. Bu arada önceden zaten kaileye almadığın için ve yüzü olmayan için hadi neyse der geçersin de, kişilikli ve omurgalıdır dediğin daha bir şaşırtır seni... Hele yaptıkları bu kişiliksizliğe "ekmek kavgası" kılıfı takarlar ya? Bu apayrı bir vahim durum...

 

Para, evet yaşamak için gereklidir ama parayı helalinden, namuslu bir şekilde kazanmak lazımdır. Birilerini satıp, ahtı vefasızlık yaparak, ekmeğini yediğini, başka biri ekmek verdi diye satarak değil, yolundan çıkmayıp, nankör gelmeyecek şekilde, kişiliğini satmadan yaparsın...

 

Bizde yaşanan bir hikaye ile yazımı renklendirmek istiyorum..

 

"Bizim evimizin bir kızı daha var. Adı Chanel. Küçük, sevimli bir köpek. Onu o kadar benimsedim ki köpek kelimesi bile beni rahatsız ediyor. Yoğunluğumuzdan dolayı onun her şeyi ile bizim yardımcımız ilgilendi genellikle ve doğal olarak onu benimsedi. Bizimlede çok iyidir. Fakat yardımcımızı ayrı benimsemiştir. Arada ben yada evdekiler onu kandırmak için ödül maması ile kendimize çekeriz. Kuyruğunu sallaya sallaya gelir, alır ödül manasını, sevdirir biraz ve bir anda koşturur yardımcımız neredeyse onu bulur. Yani biz ne yaparsak yapalım asla onu yıllardır besleyen, gezdiren, tarayan, ilgilenen kişiyi "ödül maması" için satmaz. Ahtı vefalıdır, iyiliği unutmaz, nankör gelmez. Hatta ona ve odasına yaklaşmak değil, önünden geçecek olsak hemen koşturur, o alanı korur, gerekirse o ufacık boyuyla havlarken kendini perişan edecek şekilde savunur...

 

Bugün bu memlekette namussuzca para kazanıp namussuzca harcayanlar haddinden fazla çoğalmıştır.

Böyle bir ortamda namuslular, namussuzlardan daha gözü kara, daha cesur, daha kararlı, daha azimli olmazlarsa bu memleket, bu toplum, bu devlet ayakta duramaz.

 

Yine istemeden de olsa "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul, zurna az!" diyerek yazımı sonlandırıyor herkese hayırlı Cumalar diliyorum...

 

Sevgiyle kalın...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.