Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “Prof. Dr. Özlenen Özkan'ın Siyaseti” hakkında
Eğitim sistemi politik düzlemde inşa edildiği sürece, akademisyenlerin bilim ve topluma kazandıracakları değerlerin de niteliği düşecektir.
Bu durum devam ettiği sürece akademisyenlerin siyasete katılma oranları artacaktır.
Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla beraber AK Parti'nin gerçekleştirdiği temayülün sonuçları genel merkezde toplandı.
Bu duruma göre Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusunda teşkilat içerisinde ayrılıkların başlaması halk tarafından tevazu gösterilen Hakan TÜTÜNCÜ'nün pasivize edilmesi seçmen tarafından tepkilere yol açarken, önceki " Isıtılan yemek tat vermez" yazımda da belirttiğim gibi Menderes TÜREL'in dillendirilmesi AK Parti'nin genel seçimdeki başarısını yerelde sağlayamayacağını gözler önüne seriyor.
Bu durumun kulislerde yankılanması ve Özlenen ÖZKAN'ın isminin telafuz edilmesi seçmende huzursuzluğa sebep olmuştur.
Seçmen bu durumu irdelemeye başladığında; Kepez ve Döşemealtı aday adaylarıyla ilgili bir sonuca ulaşmakta.
Bir: Döşemealtı AK Parti Belediye Başkan aday adayı Cihan BULUT.
İki: Kepez AK Parti Belediye Başkan aday adayı İbrahim YAVUZ.
Şimdi bu isimler seçmen tarafından araştırıldığında Cihan BULUT'un iş adamlığının yanı sıra Akdeniz Üniversitesinde 11 fahri danışmandan biri.
Yani Özlenen ÖZKAN'la çalışan biri.
İbrahim YAVUZ ise Antalya Teknokent Genel Müdürü ve buradan da anlaşıldığı üzere kendisi Özlenen ÖZKAN’la çalışan birisi.
Bir akademisyenin siyasetle bu kadar haşır neşir olması ve iki aydır belli aralıklarla Ankara'ya gidip gelmesi ve sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını istemiyorum havası yaratılsa da Hakan TÜTÜNCÜ ve Menderes TÜREL'in isimlerinin yanı sıra kendi isminin bu kadar dillenmesi seçmende tepkiye neden olmuştur.
Seçmenin önceki " Rektör Özlenen Belediye Başkanlığına mı Koşuyor" başlıklı yazım olayların doğruluğunu açıklıyor.
Seçmene kulaklarını kapatıp kim olursa olsun seçilir mantığıyla hareket etmek seçmende tepkilere neden olur.
Atamalarla değil seçilerek gelmenin mücadelesini bilmek ve akademisyenlerin yetiştirdikleri nesillere örnek olması için siyasetten uzak ilim ve irfanın değerini objektif olarak göstermesi, gelecek neslin özgüvenli ve çalışkan olmalarını sağlayacaktır.
Bu vaziyeti kişisel menfaatleri için yöneticilik makamına talip olmaları tarihin sayfalarında eleştiri başlıklarında olacaktır.