Değerli Dostlar bugünkü yazımın konusu, “Konyaaltı’ndaki Ucube Otel” hakkında
İmar kuralları, şehirlerin düzenli, güvenli ve estetik bir şekilde gelişmesi için oluşturulmuş temel prensiplerdir.
Ancak bazıları bu kuralları kendi çıkarlarına göre eğip bükmekten asla çekinmiyor.
İşte geçtiğimiz günlerde gündeme taşıdığımız Konyaaltı Gürsu Mahallesi'ndeki imara aykırı ucube otel, bu kuralların nasıl alenen çiğnendiğinin canlı bir örneği.
Ne yapıldığını hatırlayalım: iskân sonrası
Bodrum katına projede olmayan odalar yapılmış, cam balkonlarla projeye aykırı şekilde alan genişletilmiş, kot seviyeleriyle oynanmış, çatılar yükseltilip odalar eklenmiş, -2. Katta kullanılması gereken otopark alanı iptal edilerek şehir planlamasına meydan okunmuş.
Bu da yetmezmiş gibi, hala aykırılıklar eklenmeye devam ederek çıkmalar uzatılmış, deyim yerindeyse sinekten yağ çıkarılmış.
Her adımda, imar kurallarının ve etik değerlerin hiçe sayıldığını görüyoruz.
Şimdi soralım: Bir yabancı yatırımcı başka bir ülkede bu kadar fütursuzca hareket edebilir mi?
Muhtemelen hayır.
Ancak bu otelin sahibi olduğu iddia edilen şahıs, Antalya'da bazı iş adamlarıyla "ENERJİSİ TUTTUĞU" için her şeyin mümkün olduğunu düşünmüş olmalı.
Cesaret mi dersiniz, yoksa ukalalık mı?
Belki de bu “ENERJİ”nin kaynağını sorgulamak lazım.
Çünkü kimse bu kadar rahat olamaz; eğer kılavuz karga değilse tabii!
Belediye Başkanı’nın Tavrı: Övgü ve Eleştiri
Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, haberimizin ardından şahsen arayarak inşaatın mühürleneceğini ve konunun takipçisi olacağını söyledi. Başkanın bu duyarlılığı ve hızlı aksiyonu kesinlikle takdiri hak ediyor.
Ancak burada durmamız gerektiğini düşünmüyorum.
Çünkü “bir yerde inşaat tamamlanmışsa, iskan alındıktan sonraki o süreçte birileri eklemeler ve aykırılıklar yapılmasına göz yummuştur” gerçeğini hepimiz biliyoruz.
Bu otel inşa edilmiş ve iskan alınmış fakat iskan sonrası yapılan inşaat çalışmaları Şikayetlere rağmen devam etmiş ve hizmete açılmışsa, geçmişte kimlerin görevini yapmadığını sorgulamak şart.
Daha da ilginci, duyumlarımıza göre otelin yıkılması gerekirken, hala göstermelik düzeltmeler yapılarak, kapalı bir otele işletme ruhsat verme çabası içinde olanlar varmış.
Bu neyin kafası, neyin cesareti?
Eğer bu iddialar doğruysa, o meclis üyesinin kim olduğunu bulup halkın karşısına çıkarmak bir gazeteci olarak boynumuzun borcu.
İşte tam bu noktada Cem Kotan gibi duyarlı yöneticilerin devreye girip sözlerinin arkasında durması gerekiyor.
Bu iş sadece mühürlemekle bitmez; hukuki süreç tamamlanmalı, otel yıkılmalı ve sorumlular adalete teslim edilmelidir.
Kaç Belediye Başkanı Böyle Cesur?
Gelin açık konuşalım.
Türkiye’de birçok belediye başkanı, imar fazlalıklarını geçtik, kaçak yapılara bile göz yumar hale gelmiş durumda.
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışıyla hareket eden, sesi soluğu çıkmayan yöneticiler, halkın güvenini hızla tüketiyor.
Cem Kotan, bu algıyı yıkmak için bir fırsata sahip. Ama bu kararlılığın lafta kalmaması lazım.
Eğer otel yıkılırsa, bu sadece Konyaaltı değil, Antalya’nın tamamı için bir mesaj olacaktır: Kimse kuralların üstünde değildir.
Bu Daha Başlangıç
Bizim için mesele sadece bir haber yapmak değil.
Her haberimizin takipçisi olduğumuzu, sonuna kadar süreci izlediğimizi ve sorumluların peşini bırakmadığımızı herkes bilsin.
Gürsu’daki bu ucube otel, daha büyük bir sorunun sembolüdür: Kuralların çiğnenmesine izin veren bir zihniyet.
Umarım bu olay bir milat olur ve diğer belediye başkanları da sorumluluklarının farkına varır.
Çünkü bu şehir, günü kurtaranlardan değil; geleceği düşünenlerden medet umuyor.
Cem Kotan, gözler sizin üzerinizde.
Şimdi tam zamanı; kararlılığınızı gösterin, bu ucubeyi tarihin tozlu raflarına gönderin!