Sahabeden biri Peygamberimize gelerek, “Ey Allah’ın Resulü! Ben akrabamla ilişkilerimi sıcak tutmaya çalışıyorum, onlarsa beni arayıp sormuyorlar. Onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara yumuşak davranıyorum, onlar bana kaba davranıyorlar.” dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.s), o sahabiye, akrabalarına her şeye rağmen güzel davranmaya devam ettiği sürece Allah’ın yardımının kendisiyle olacağını bildirdi.1
Sıla-i rahim; ailemizle, akrabamızla, komşularımızla ilişkilerimizi sürdürmek için önemli bir vesiledir. Sıla-i rahim, akrabamızla ilgilenmektir. Onların sevinçlerini, kederlerini paylaşmaktır. Birbirimize güvenli bir liman olmaktır. Darda kaldıklarında yakınlarımızın yardımına koşmaktır. Düştükleri vakit ellerinden tutup onları kaldırmaktır. Dünyanın türlü hengâmesinde bitap düşen zihinlerimizi, gönüllerimizi birbirimizin şefkat, merhamet ve muhabbetiyle rahatlatmaktır.
Başta anne-babamız olmak üzere bütün yakınlarımızla ilgilenmemiz, Rahman’ın merhametine ulaşmamıza bir vesiledir. Rabbimiz, Resulü’nün diliyle bir kutsi hadiste şöyle buyurmaktadır: “Ben Rahman’ım. Akrabalığı ben var ettim. İsimlerimden birini ona verdim. Yakınlarıyla ilgilenip akrabalığın hakkını verene lütufta bulunurum. Akrabasıyla ilişkisini kesenden ben de rahmetimi keserim.”1
Hepimiz bu dünyada gurbetteyiz. Gurbetin hüznü, birbirimize uzattığımız yardım eliyle hafifler. Sılanın sevinci gurbetin zorluğunu azaltır. Bizler, gurbetimiz olan bu dünyada birbirimize ülfet ve muhabbetle muamele edersek Rabbimiz de kıyamet günü bizlere merhametiyle muamele eder. Bizler bu gurbette birbirimize şefkat, merhamet ve samimiyetimizi ikram edersek Rabbimiz de ebedi yurdumuz olan âhirette bizlere tükenmeyen cennet nimetlerini lütfeder.
Öyleyse geliniz! Rabbimizin rızasını kazanabilmenin şartlarından biri olan sıla-i rahme özen gösterelim. Anne-babamızın, eş ve evladımızın gönlünü hoş tutalım. Yakın-uzak akrabamızla, komşularımızla ilişkilerimizi ihmal etmeyelim. Her biri bizim için bir değer olan yakınlarımızı gurbetin soğukluğuna terk etmeyelim. Hayatın koşuşturması içerisinde farkında olmadan gönüllerimiz arasına duvar örmeyelim. Uzakları yakın eylemek için Ramazan’ın ve bayramın gölgesinde geçirdiğimiz şu günleri fırsat bilelim. Unutmayalım ki; asıl sıla-i rahim, sormayanı sorabilmektir. Aramayanı arayabilmektir. Gelmeyene gidebilmektir. Zira asıl yücelik, yalnızca iyiliğini gördüklerimize değil, görmediklerimize de iyilik edebilmektir.1
Yüce Rabbimiz, bizleri sıla-i rahim bilincinde olanlardan, akrabalık hak ve hukukuna riayet edenlerden eylesin.
1 Müslim, Birr, 22.
2 Ebû Dâvûd, Zekât, 45.
3 Buhârî, Edeb, 15.