Allah Rasül’ü (s.a.s) bir gün ashabıyla sohbet ederken müminin sahip olması gereken güzel özellikleri bir benzetmeyle şöyle dile getirdi: “Mümin, bal arısına benzer. Bal arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer. Hep güzel şeyler üretir, hep iyiliklerin peşinden koşar. Hiçbir şeyi ne döker, ne kırar, ne de ifsat eder”
Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de mümin kullarından övgüyle söz eder. Onları gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, zihinlerin tahayyül edemediği ebedi nimetlerle müjdeler. Bu haftaki yazımızda Rabbimizin bu büyük müjdesine mazhar olan müminin özelliklerine değinelim.
Mümin, yeryüzünde ağırbaşlı ve tevazuludur. Asla kibirlenmez, gururlanmaz, üstünlük taslamaz. Zira bilirki gerçek üstünlük, Allah’a karşı görev ve sorumluluk bilincine sahip olmaktan geçer. Gurura ve kibre kapılmak, insanlara karşı üstünlük taslamak, kişiyi ancak Allah’ın rahmetinden, rızasından uzaklaştırır.
Mümin, dünya ve ahiretlerine faydası olmayan boş söz, tavır ve tutumlardan kaçınır. Cahillerin, kendini bilmezlerin sataşmasına aldırış etmez. Zira bilirki haddi aşmak, küstahlık ve hoyratlık etmek, mümince bir tavır ve tutum değildir. Mümine yakışan, ölçülü ve saygılı davranmaktır; basiretli ve ferasetli olmaktır; itidalden ayrılmamaktır. Onun bu konudaki hayat ölçüsü, Peygamberimiz (s.a.s)’in şu uyarısıdır: “Mümin, insanları karalayan, lânet eden, kaba ve kötü sözlü, hayâsız birisi olamaz.”
Mümin, Allah’a gönülden teslim olandır. Bu teslimiyetin en belirgin özelliği, gecenin sessizliğinde huşuyla kapandığı secdesidir. Onun imanına olan sadakatinin ifadesi, seherin bereketinde Allah’a ihlas ve samimiyetle arz ettikleri dua ve istiğfardır.
Mümin, günah işlediğinde gönülden pişmanlıkla “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır!” şeklinde yakarandır.
Mümin, ne cimridir, ne de savurgandır. Mümin, tasarruf ve harcamalarında bu ikisi arasında dengeli bir yol takip eder. Yüce Rabbimizin kendilerine nimet olarak vermiş olduğu sağlığı, vakti, serveti israf etmekten kaçınır. Her nimetin bir gün hesabı sorulacağının bilincindedir. Mümin gerektiğinde Allah yolunda hiçbir fedakârlıktan da geri kalmaz.
Mümin, her daim elif gibi dosdoğru olandır. Doğru yoldan bir an olsun ayrılmaz. Allah’tan başka hiçbir varlığa boyun eğmez. Kulluğu sadece O’na özgü kılar. Zihnini, gönlünü hiçbir faniye esir etmez. Allah’ın haram kıldığı cana kıymaz. Zinaya bulaşmaz. İffet ve haysiyetlerine halel getirecek, insan onurunu zedeleyecek davranışlarda bulunmaz.
Mümin, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmez. Hayat kitabımız Kur’an’ı doğru bir şekilde anlamaya, en güzel biçimde yaşamaya çalışır. İçinde yaşadığımız kâinatı ve Allah’ın en mükemmel âyeti olan insanı, tefekkür eder.
Mümin, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” diye dua eder.
Rabbim bizleri razı olduğu müminin özelliklerine sahip olmayı nasip eylesin inşallah! Amin!