Bu haftaki köşe yazıma "Siyasi bir partinin ilçe başkanının görevleri nelerdir?" sorusuna cevapları madde madde sıralayarak başlamak istiyorum.
1. İlçelerinde siyasi partilerini ve genel başkanlarını temsil etmek,
2. Partilerine kayıtlı olan üyeleri organize etmek,
3. Parti ile bağlarını kuvvetlendirmek,
4. İlçe örgütünü yönetme,
5. Örgüt toplantılarını düzenlemek,
6. Örgütlenme çalışmalarında bulunmak,
7. İlçede seçim çalışmalarını ve kongre süreçlerini yürütmek...
Görüldüğü gibi açık ve net bir çok şey belirtilmiş. Şimdi bunları niye yazdım ona gelelim? Kemer'de bir ilçe başkanı var, inanın evlere şenlik. Yaşına hürmetimiz sonsuz olsada kendisi hangi partiden onun çelişkisini ve kargaşasını yaşıyor anlaşılan ki KENDİ partisinden olmayan bir belediyeyi öve öve bitiremiyor. Aslında bağlı olduğu partinin Genel Başkanını temsil edip, bu doğrultuda demeçler verip, kendi partisini yüceltmesi, öne çıkarması, gündeme getirmesi gerekirken aralarında nasıl bir ilişki var ki, KENDİ partisinden olmayan bir belediyeyi överken, kendi partisinden aday olmuş olan bir Belediye Başkanını yerip, yaptığı çalışmaları, hizmetleri hiçe sayabiliyor?
Bu arada sayın ilçe başkanı başka partiden olan belediye başkanına övgüler yağdırıyorken, övdüğü belediye başkanı bu ilçe başkanının temsil ettiği partiye üye 100'lerce çalışanı işten çıkarıyor ve bu ilçe başka bunu görmezden gelip dut yemiş bülbül gibi susmayı tercih ediyor. Bu konuda niye nutku tutulup, tek bir kelime etmeyip üç maymunu oynadı? Bunu tahmin etmek zor olmasa gerek...
Neymiş ilçe başkanının en önemli görevlerinden biri? "Partilerine kayıtlı olan üyeleri organize etmek, parti ile bağlarını güçlendirmek ve kuvvetlendirmek..."
Bu nasıl yapılır? Parti üyelerinin zor günlerinde onlara destek verip, haklarını savunup, yanlarında dimdik durarak yapılır.
Konuşmalarında solculuğu ile övüneyim derken "anamın hep sol memesinden emdim, sağ memesinden hiç emmedim..." diyerek bebekleri bile siyasete bulaştırıp, ayrıştırak kadar densince benzetme yapan sayın ilçe başkanı bu sözlerim sana olacak.. Yüzlerce insanın, partilinin, işyerleri, evleri yerle bir edilirken hiç sesin çıkmazken, birden ilçe başkanı olduğunu hatırlamışsın hatırlamasınada, onda da partileri karıştırmışsın anlaşılan ki verdiğin demecinde şu ifadeleri kullanmışsın...
"Kemer de otuzbeş yıllık belediye süreci içerisinde Kemer’in üç büyük ailesinden belediye başkanları seçildiğini belirten Ünal, “Maalesef bu durum kendi ailelerini ve yandaşlarını mutlu etmiştir. Ancak Kemer’in gerçek sahibi vatandaşlar bu durudan hiçbir zaman mutlu olamamıştır.
Kemer de artık bu düşünce ve eylemler kırılmıştır. Bu süreç sonunda halk tercihini yapmıştır. Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitimsiz milletlerin hayat damarlarından biri kopmuştur” deyişini Kemerliler de destek vermektedir. Bu yönde ilçemizde eğitime ve çocuklarımıza yapılan yatırımlar herkesi mutlu ettiğini düşünüyorum"
Bu futursuzca kurduğun cümlelerle gelmiş-geçmiş, görev yapmış, hizmet etmiş tüm belediye başkanlarına hakaret edip, emeklerini hiçe sayma, görmezden gelme hakkını nereden buluyorsun?
Kemer'de senin beğenmediğin fakat senin partini temsil etmiş olan Belediye Başkanı Mustafa Gül, 10 yıl boyunca aksatmadan 1000'lerce tablet dağıtmış,
ailelere servis konusunda destek amacıyla 1000'lerce bisiklet dağıtmış, okullardan, velilerden, öğrenci, okul aile birliklerinden, okul yönetimlerinden, halk eğitim kurslarından gelen istek, ihtiyaç ve taleplere asla "hayır" kelimesini kullanmamıştır.
Senin yürüyüş arkadaşın, seçimde desteklediğin, kendisi için partini bile satıp, ikili oynadığın başkanın ne yaptı?
1.Gelir gelmez tüm alt yapısı oluşturulmuş belediye bünyesindeki kursları 1 ay geçmeden iptal etmedi mi?
2. Eğitim camiasından gelen taleplere ilk cümlesi ne oldu? Ben söyleyeyim "BORÇ ÇOK..."
3. Nezaket ziyareti için gelmiş olmalarına rağmen, bir şey istemelerini engellemek için, hoşgeldiniz demeden "PARA YOK!" demedi mi?
4. Pandemi döneminde Kemer'de 700 öğrenci bilgisayar ve tabletleri olmadığı için, zor durumda kalıp eğitimleri aksarken belediye başkanın duyarsız kalıp, esnaf ve halk kendi içinde seferber olup bu öğrencilerin ancak 20-30 tanesine tablet tedarik etmedi mi?
5. 36 bin TL'lik kirası Milli Eğitim Müdürlüğüne giden Göynük düğün salonunu Milli Eğitim Müdürlüğünün elinden alıp kapatan senin başkanın değil mi? Senin eğitime önem verme anlayışın bu şekilde mi? Bu böyleyse "Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.." desek pekte hata etmiş olmayız anlaşılan...
Şuna eminim ki eğer pandemide belediye başkanı Mustafa Gül olsaydı, değil olmayanlara tablet dağıtmak (zaten tablet dağıtımı her yıl devam etmiş olacağından tabletsiz öğrenci olmazdı) bütün Kemer'deki evlere ücretsiz internet bağlatır, tüm öğrencilerin eşit şartlarda eğitim almasını sağlardı. Ar yapardı, gurur yapardı "Para yok, para yok, para yok..." deyip ortalıkta gezmezdi.
Eğitim-Öğretim yılı başladığında öğrencilere 1'er poşet kırtasiye malzemesi vermek, okulları boyatmaksa bunlar Gül döneminin rutin işleriydi. Onun döneminde bir muhtarın kendi imkanları ile okul tuvaletlerinin tadilatını yaptığı görülmemiştir ama senin belediye başkanının döneminde bu tarz durumlar bol bol yaşandı.
Balon gibi şişirdiğiniz, ikili oynayıp, haince kendi partinizi temsil eden adayınızın yüzüne gülüp, uğruna arkasından bıçakladığınız, başka partiden olmasına rağmen birlik olduğunuz adayınız kısa zaman içinde yine bir balon gibi söndü. Seçimden önce sürekli gülümseyip, gösterdiği dişleriyle, seçimden sonra herkesi intikam ve kinle ısırmaya başladı.
"Yiğidi öldür hakkını yeme.." demişler..
Eğitim denilince akıllara ilk isim olarak Mustafa Gül gelir... Bunu kimse inkar edemez. Eğitime daha çok desteği olur beklentisi ile senin adayın oy almış olsada maalesef kısa bir süre sonra fos çıktı...
Ayrıca son demecindeki sözlerin Kemer Belediye tarihinde görev yapmış olan bütün belediye başkanlarına hakarettir. Bu başkanların hiç birinin döneminde Kemer böyle hırs, intikam ve kinle yönetilmedi.
Görev yapmış belediye başkanlarına hatta içinde vefat etmiş olanlar da dahil ve bunların ailelerine de "bir özür borçlusun..."
Şunu da ekleyeyim Belediye Başkanları ailelelerine çalıştı demişsin ya.. Seçim öncesi ve sonrası mal varlığı araştırılması yapılırsa kimin kime çalıştığı rahatlıkla ortaya çıkar ve zararlı çıkan emin ol geçmiş belediye başkanları olmaz...
Kendine gel, partini bil, yaşına uygun hareket et... Ya partini, partilini sahiplen ona göre davran, ya da istifa et, rozetini çıkar, kiminle yol arkadaşıysan o partide görevine devam et. O zaman bol bol översin ve kimse bir şey diyemez..
Partiyi "sırf elimizin altında olsun, meydanı boş bırakmayalım, yine kullanırız seçimde.." anlayışı ile yönetmeyi bırak ki, gerçekten partiye gönül vermiş ve iktidar olsun diye uğraşacak kişilere yol aç...
Kemer'in belediye olduğu günden günümüze en içler acısı yönetim şu andaki yönetim olduğu gibi temsil ettiğin parti de, Kemer'de kurulduğu günden günümüze en içler acısı dönemini senin başkanlığını yaptığın yönetim sayesinde yaşıyor...
"Herkes hata yapar. Önemli olan hatalarından ders çıkarmak ve bir daha aynı hatayı yapmamaktır..." diyerek yazımı bitiriyor hayırlı Cuma'lar diliyorum.
Sevgiyle kalın...