Ali TONGÜLÜS
Köşe Yazarı
Ali TONGÜLÜS
 

Ortaya Karışık ‘Festival’ Çorbası..

Önce bildiğiniz konuyu, yazıma giriş olsun diye bir daha hatırlatmak istiyorum.. Sonrasını iyi okuyun derim.. … Antalya Altın Portakal Film Festivali 60 yılı devirmeyi başarmıştı, biz 60. yılını göremedik.. Süreci “Kanun Hükmü” belgeseli belirledi.. Altın Portakal  sponsorlarından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, “bu filmde FETÖ mağdur, devlet suçlu gösteriliyor” diyerek, desteklerini çektiler.. Film önce yarışma seçkisinden çıkarıldı, jürinin tepkisi üzerine bir sabah geri alındı, akşam ise tekrar  çıkarıldı.. Jüri “çekiliyoruz” dedi falan derken, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “festival iptal” açıklaması yaptı.. Ardından bir canlı yayında “yılbaşından önce festivali yapacağım” dedi.. Önceki gün İstanbul’da sinema sektörü temsilcileriyle toplantı yaptı.. Sektör, “Kanun Hükmü yoksa biz de yokuz” diye rest çekti.. Şimdi kulağımıza gelenlere göre; Muhittin Böcek yıl bitmeden Altın Portakal’ı “yeni bir sanat ekibi”yle yapacağını söylüyor.. Yapabilir mi, yapar.. En azından “prestij için yapar.. Yapmasına yapar da, eski festivallerin tadı olabilir mi artık? … Buraya kadar, Altın Portakal ile ilgili gelişmeleri özetledim.. Ama, şimdi yazacaklarımı okuyunca “festivallere, filmlere, hatta sanatçılara” bakışınız açınız epey değişecek.. … Altın Portakal jürisindeki isimlere dikkat ettiniz mi? Hemen hepsi de “hükümete karşı” tavır içinde olanlar.. Bunu sosyal medya paylaşımlarında, konuk oldukları programlardaki konuşmalarında, bir olayla ilgili verdikleri görüşlerde çokça gördük.. Zaten böyle olmasalar, “CHP’li bir Başkan”ın kentindeki festivalde “jüri” olmaları mümkün olmazdı.. … Jüri’nin görevi nedir? Önlerine gelen eserler arasında bir değerlendirme yapmak, başarılı olanları ödüllendirmektir.. Hangi konuda olursa olsun, hiçbir jürinin veya bir jüri üyesinin, “falan film olmazsa ben bu işi yapmam” deme hakkı yoktur.. Tıpkı bir güzellik yarışmasında veya şarkı yarışmasında, “falan kişi olmazsa, falan şarkı söylenmezse” gibi dayatmalar yapamayacağı gibi.. Önlerine, karşılarına ne gelirse, o.. … Şimdi dönelim “Kanun Hükmü”ne.. Bu film festivalde yarışmaya sokulur ya da sokulmaz, bunu belirlemek jürinin işi değildir.. Peki, bunu bile bile neden, “Kanun hükmü yoksa biz de yokuz” dayatması yapıyorlar? Çünkü, jüride bulunan sanatçı(!)ların hamisi- patronu böyle istiyor.. Gezi olaylarında da otelini sağlık ve lojistik merkezi haline getiren bu patron(lar), hükümeti itibarsızlaştırabilecek her türlü argümanı kullanıyor, kullandırıyor.. Bu sanatçı(!) kesiminin çoğunu besleyen, büyüten, yönlendiren onlar.. Bu nedenle de o jüride bulunanlar, FETÖ propagandası yapılan bir filmin yarışmaya sokulması için direnecekler, hükümetin yarışmaya sokulmasına karşı olduğu filmi yeniden yarışmaya aldırıp alt edecekler  ve böylece görevlerini yapmış olacaklar.. Görevlerini yapmazlarsa.. Sahneye çıkamazlar, albüm yapamazlar, dizi ve filmlerde rol alamazlar, reklamlarda oynayamazlar.. … Burada önemli soru şu; Muhittin Böcek, bu ”tayfa” takımına boyun eğecek mi, eğmeyecek mi? … Antalya’da hep, “seçim sonuçlarının belirleyicisi toplu ulaşım esnafı olmuştur” algısı vardı.. Muhittin Böcek için bu algıya bir de karizmasını çizen “Altın Portakal”ın eklenmesi gerekiyor artık.. Şimdi Muhittin Böcek yıl bitmeden Altın Portakal’ı yeni bir sanat ekibiyle yapacağını söylüyor.. Söylüyor da; festival aynı olabilir mi artık, Böcek “krizi yönetemeyen bir yönetici” imajını düzeltebilir mi sizce? … Ve öyle anlaşılıyor ki.. Bundan sonra film festivallerinin sadece “bir film festivali” olarak başlayıp bittiğini pek göremeyeceğiz..
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2023 - Cumartesi

Ortaya Karışık ‘Festival’ Çorbası..

Önce bildiğiniz konuyu, yazıma giriş olsun diye bir daha hatırlatmak istiyorum..

Sonrasını iyi okuyun derim..

Antalya Altın Portakal Film Festivali 60 yılı devirmeyi başarmıştı, biz 60. yılını göremedik..

Süreci “Kanun Hükmü” belgeseli belirledi..

Altın Portakal  sponsorlarından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, “bu filmde FETÖ mağdur, devlet suçlu gösteriliyor” diyerek, desteklerini çektiler..

Film önce yarışma seçkisinden çıkarıldı, jürinin tepkisi üzerine bir sabah geri alındı, akşam ise tekrar  çıkarıldı..

Jüri “çekiliyoruz” dedi falan derken, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “festival iptal” açıklaması yaptı..

Ardından bir canlı yayında “yılbaşından önce festivali yapacağım” dedi..

Önceki gün İstanbul’da sinema sektörü temsilcileriyle toplantı yaptı..

Sektör, “Kanun Hükmü yoksa biz de yokuz” diye rest çekti..

Şimdi kulağımıza gelenlere göre; Muhittin Böcek yıl bitmeden Altın Portakal’ı “yeni bir sanat ekibi”yle yapacağını söylüyor..

Yapabilir mi, yapar..

En azından “prestij için yapar..

Yapmasına yapar da, eski festivallerin tadı olabilir mi artık?

Buraya kadar, Altın Portakal ile ilgili gelişmeleri özetledim..

Ama, şimdi yazacaklarımı okuyunca “festivallere, filmlere, hatta sanatçılara” bakışınız açınız epey değişecek..

Altın Portakal jürisindeki isimlere dikkat ettiniz mi?

Hemen hepsi de “hükümete karşı” tavır içinde olanlar..

Bunu sosyal medya paylaşımlarında, konuk oldukları programlardaki konuşmalarında, bir olayla ilgili verdikleri görüşlerde çokça gördük..

Zaten böyle olmasalar, “CHP’li bir Başkan”ın kentindeki festivalde “jüri” olmaları mümkün olmazdı..

Jüri’nin görevi nedir?

Önlerine gelen eserler arasında bir değerlendirme yapmak, başarılı olanları ödüllendirmektir..

Hangi konuda olursa olsun, hiçbir jürinin veya bir jüri üyesinin, “falan film olmazsa ben bu işi yapmam” deme hakkı yoktur..

Tıpkı bir güzellik yarışmasında veya şarkı yarışmasında, “falan kişi olmazsa, falan şarkı söylenmezse” gibi dayatmalar yapamayacağı gibi..

Önlerine, karşılarına ne gelirse, o..

Şimdi dönelim “Kanun Hükmü”ne..

Bu film festivalde yarışmaya sokulur ya da sokulmaz, bunu belirlemek jürinin işi değildir..

Peki, bunu bile bile neden, “Kanun hükmü yoksa biz de yokuz” dayatması yapıyorlar?

Çünkü, jüride bulunan sanatçı(!)ların hamisi- patronu böyle istiyor..

Gezi olaylarında da otelini sağlık ve lojistik merkezi haline getiren bu patron(lar), hükümeti itibarsızlaştırabilecek her türlü argümanı kullanıyor, kullandırıyor..

Bu sanatçı(!) kesiminin çoğunu besleyen, büyüten, yönlendiren onlar..

Bu nedenle de o jüride bulunanlar, FETÖ propagandası yapılan bir filmin yarışmaya sokulması için direnecekler, hükümetin yarışmaya sokulmasına karşı olduğu filmi yeniden yarışmaya aldırıp alt edecekler  ve böylece görevlerini yapmış olacaklar..

Görevlerini yapmazlarsa..

Sahneye çıkamazlar, albüm yapamazlar, dizi ve filmlerde rol alamazlar, reklamlarda oynayamazlar..

Burada önemli soru şu;

Muhittin Böcek, bu ”tayfa” takımına boyun eğecek mi, eğmeyecek mi?

Antalya’da hep, “seçim sonuçlarının belirleyicisi toplu ulaşım esnafı olmuştur” algısı vardı..

Muhittin Böcek için bu algıya bir de karizmasını çizen “Altın Portakal”ın eklenmesi gerekiyor artık..

Şimdi Muhittin Böcek yıl bitmeden Altın Portakal’ı yeni bir sanat ekibiyle yapacağını söylüyor..

Söylüyor da; festival aynı olabilir mi artık, Böcek “krizi yönetemeyen bir yönetici” imajını düzeltebilir mi sizce?

Ve öyle anlaşılıyor ki..

Bundan sonra film festivallerinin sadece “bir film festivali” olarak başlayıp bittiğini pek göremeyeceğiz..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.