Sanırım farkındasınız..
Türkiye’de teröristler de, çeteler de, uyuşturucu tacirleri de vesair suç örgütleri de canlarının istediği gibi cirit atamıyor artık..
Çünkü..
Hem İçişleri Bakanlığı, hem Emniyet Genel Müdürlüğü, hem de bütün il ve ilçe emniyet müdürleri ile ortak bir çalışma içinde olan Jandarma güçlerimiz işlerini çok iyi yapıyor..
Süleyman Soylu ile başlayan ETKİN mücadele, Ali Yerlikaya ile devam ediyor..
Olayları tamamen bitirmek mümkün değil elbette..
Ama, meydana gelen adi ve nitelikli suçlar çok çabuk müdahale ile büyük oranda etkisizleştiriliyor..
Ve Türkiye’nin her yerinde neredeyse bütün vatandaşlarımız kendini güvende hissediyor..
…
Antalya, Dünyada en çok yabancı turist çeken ilk 5 kentten biri..
Bırakın büyük olayları, bir çatapat patlasa yabancı basın bunu sanki nükleer patlama olmuş gibi gösterip aleyhimizde propagandaya dönüştürüyor..
Nitekim, bunun örneklerini çok yaşadık..
Ancak..
Valilik koordinasyonunda Emniyet ve Jandarma güçlerimiz gece-gündüz fedakarca görevlerini yaparak, artık bu tür kötü haberlere meydan vermiyor..
Bunda Antalya’da görev yapan Orhan Çevik ve önceki Emniyet Müdürlerinin de büyük rolü var..
Çünkü, günün 24 saati yapılan suç ve suçlularla mücadelede her yeri denetliyor, operasyonları koordine ediyor, görevlendirmeler yapıyor, aksamalara asla izin vermiyor..
Hani, “at sahibine göre kişner” diye bir deyişimiz vardır ya..
O misal, Emniyet Müdürleri işlerini ciddiye alınca, personeli de ciddiye alıyor ve gereğini yapıyor..
…
Antalya Emniyet Müdürü Orhan Çevik bir konuşmasında turizm kentinin asayiş ve huzuru için yaptıkları çalışmalardan, uyuşturucu, sahte içkilerden, olaylara müdahale sürelerine kadar geniş bir yelpazede yapılan çalışmalarla ilgili bilgi vermiş ve şunu söylemişti:
“Yaptığımız çalışmalarla ilgili verileri her gün inceliyorum ve gerektiğinde bu verilere göre yeni planlamalar gerçekleştiriyor, suça ve suçluya tam saha pres yapıyoruz..”
Tam saha pres..
Evet, Antalya’da rahat, güvenli ve huzurlu yaşıyor, turizmde olumsuzluklar görmüyorsak, bu, Orhan Çevik ve güvenlik güçlerimizin “tama saha presi” sayesinde oluyor..
Çevik’in nezdinde bütün güvenlik güçlerimize teşekkür etmek boynumuzun borcudur..
…
Burada Orhan Çevik’in çok önemli birkaç cümlesine kulak vermenizi istiyorum..
Çünkü, bu kentte yaşayanlar bunlar olurken hiçbir şeyin farkında değiller..
…
- Ben Ispartalıyım. Antalya benim şehrim, turizm kentimizi çok yakından tanıyorum, geceleri çıkıp yürüyorum, vatandaşlarımızla sohbet ediyorum..
- Kentimizin her bölgesine hakimiz, diğer kurumlarımızla verimli, ortak çalışmalar yapıyoruz..
- Teşkilatımızda senin görevin, benim görevim diye bir şey yok, hepimizin işi herkesin işi..
- Antalya polisi artık son derece hızlı hareket ediyor, olaylara müdahale süremizi 1 ile 3 dakikaya kadar düşürdük, hatta olayların yüzde 25’ine 1 dakikanın altında ulaşıyoruz..
- Eleştiriye açığız, eleştiri bizim doğruları görmemizi sağlar..
- Antalya’da uyuşturucu sorunu anlatıldığı kadar büyük değil..
- Arkadaşları topladık; ‘ben Zeytinköy kelimesini duymak istemiyorum’ dedim, gittim Zeytinköy’de bizzat inceleme de yaptım, ufacık bir yer ve artık kontrolümüz altında..
- Uyuşturucuyla mücadele planımız çerçevesinde her sokağı, her okulu, her parkı ekiplerimize zimmetledik, uyuşturucuyu daha şehre girmeden alıyoruz..
- Uyuşturucuyu kullanan küçük bir kesim var ve bunlar 13-14 yaşında çocuklar, bu çocukları hakir görüp dışlamayalım, tedavisini gerçekleştirip, sosyalleştirmemiz ve topluma kazandırmamız gerekiyor..
…
Bu sözler Antalya’da yaşayan herkese sanırım çok şey anlatıyordur..
Antalya “çok zor” bir şehir..
Antalya “çok hassas” bir şehir..
Bu kentte huzur ve güven içinde yaşıyorsak, bunu sağlayanlara teşekkür etmek yetmez, aynı zamanda her birimiz elimizden gelen desteği de göstermeliyiz..
En azından suçu ve suçluyu gördüğümüzde bunu “ihbar” edebiliriz, değil mi?