Suudi Arabistan bölgesinde sıklıkla yaşanan çekirge ve cırcır böceği istilası geçtiğimiz yıllarda Kâbe’de de kendini göstermişti.. Sosyal medyada bu istila görüntüsü “hamam böceği istilası” olarak lanse edilip son günlerde yeniden paylaşılmaya başlandı.. Mine Kırıkkanat diye biri de “Kâbe’de hamam böceği istilası” diye dolaştırılan videoyu paylaşarak diyor ki; “Hamam böcekleri, hamam böceklerine ilişmez… Pislik pisliği çeker, asalaklar birbirini kollar..” Açıkça, Müslümanlara hakaret ediyor, aşağılıyor.. … Kim bu Mine Kırıkkanat biliyor musunuz? Büyük bir çoğunluğu Müslüman olan, ama son yıllarda din istismarcılığı yapanların arttığı Türkiye’de yayınlanan Cumhuriyet Gazetesi’nin köşe yazarı.. Birçok kişi bu kadına “gazeteci” falan diyor.. GAZETECİ; haberleri dürüst, etik ve objektif bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma ile görevli meslek profesyonellerine verilen unvandır.. Paylaşımında yazdıklarını bir daha okuyun, bu EVRENSEL tanımlamaya göre “Mine Kırıkkanat bir gazetecidir” diyebilir misiniz? … Hiçbir dine inanmıyor olabilirsiniz.. Hatta Allah’a da inanmıyor olabilirsiniz.. Ama, “toplum içinde yaşayan” hatta “yazan” biri olarak, (hoşunuza gitse de gitmese de) inananlara ve inançlara SAYGI göstermek zorundasınız.. Hele ki bir gazeteci iseniz, OBJEKTİF BAKIŞ AÇISI sizin önceliğiniz olmalıdır.. Yoksa, sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağınız birçok şey olabilir.. … Bu hakaretten sonra Mine Kırıkkanat hakkında bir şikayet olsa, yargılansa ve ceza alsa mesela.. Bir kesim yine, “bu ülkede fikir özgürlüğü yok, gazeteciler tutuklanıyor, ceza alıyor” diye dünyayı ayağa kaldırır, değil mi? Sorarım size, Mine Kırıkkanat’ın paylaşımı bir “fikir özgürlüğü” müdür, yoksa “hakaret ve aşağılama” mı? İşte, tutuklanıp cezaevine konulan “gazeteci”ler de bu tür GAZETECİLİK DIŞI AMAÇLARI nedeniyle oradalar, “FİKİR”lerinden dolayı değil.. … Ben Mine Kırıkkanat ve onun gibi “gazetecilik” mesleğini “MASKE” olarak kullananlara “MESLEĞİMİZİN YÜZKARALARI” diyorum.. Sizin ne diyeceğiniz de size kalmış artık.. … Dahası var.. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da Ayasofya Cami, Kariye Cami ve Sultanahmet Camii’nin bulunduğu motifleri Sarayburnu’nun en kalabalık yerlerinden birinin zeminine zıplama rampası olarak yerleştirdi.. Oradan geçen herkes Müslümanlar için “kutsal” olan cami motiflerini çiğneyerek geçiyor.. Aslında bu da bir mesaj.. “Seccadeye bastı diye Kılıçdaroğlu’nu topa tutar mısınız, işte ben de camileri böyle ayaklar altına alırım” diyor.. Diğer yandan HDP’liler, Millet İttifakı iktidara geldiğinde Türkiye’yi 20 küsür eyalete böleceklerini söylüyor.. Bölüp, insanımızı çatıştırmak, bir “Arap Baharı” da ülkemizde gerçekleştirmek peşindeler.. Ama, Mine Kırıkkanat ve ekürileri bu olan-biteni asla görmez, hatta keyifle seyrederler.. … Özetle.. Bunlar, Müslümanların inançlarıyla ve Türk insanının değerleriyle dalga geçiyor, sinir uçlarıyla oynuyor.. Ama siz, bu ülkenin vatandaşları olarak “SAP”la “SAMAN”ı sakın karıştırmayın.. Evet, bir kesim Türkiye’yi karıştırmak, insanımızı birbiriyle çatıştırmak için programlanmış olabilir.. Sakin olun, siz de onları seyredin.. Biliyorsunuz; misket yuvarlanır yuvarlanır, durduğunda rengini bulur.. Bu misket 14 Mayıs 2023’te duracak.. Ve rengini de siz belirleyeceksiniz..