Hani Cumhuriyet Bayramı’mızı 29 Ekim’de değil de 28 Ekim veya 30 Ekim’de kutlayanlar var ya..
Bu yazı onlar için..
Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan..
Ama kendisi gibi düşünmeyenleri “düşman” gören, ötekileştiren..
O “AYRIMCI ZİHNİYET”tekilere ve onların peşinden gidenlere ÇOK ÖNEMLİ ve tarihi bir olay anlatacağım..
Umarım anlarlar..
…
Önce şunu sorayım;
Cumhuriyet niye 28 veya 30 Ekim’de değil de 29 Ekim’de ilan edildi, bileniniz var mı?
Biraz sonra, Cemal Altan tarafından araştırılan ve “Atatürk’ün Cumhuriyeti niye 29 Ekim’de ilan ettiğini” anlatan yazısını okuyacaksınız..
Hafızanıza kazısanız iyi olur..
…
EVET.. NEDEN 29 EKİM?
Cumhuriyet neden 29 Ekim'de ilan edildi?
Bu, 3 bin yıllık bir hesaplaşmanın sır perdesidir..
Neden 28 ya da 30 Ekim değil?
Düşmanın Anadolu'dan atıldığı 9 Eylül'de ilan edilmesi daha doğru olmaz mıydı?.
Niye 29 Ekim?
29 Ekim tarihinin bir anlamı var mı?
…
Tarih M.Ö 1200'ler..
Birleşik Helen ordularının başkomutanı AGAMEMNON, Çanakkale'nin karşısındaki Limni adasında toplanan yüzlerce gemiyle Anadolu'ya, Truva'ya saldırdı..
Dokuz sene süren bir savaştan sonra AGAMEMNON at hilesi ile Truva’yı işgal etti..
Kenti ateşe verdi, tüm halkı kılıçtan geçirdi..
AGAMEMNON bugün Yunan mitolojisinin en büyük ve adından en çok söz edilen, hatta tanrılarla bir tutulan bir kahramanıdır..
…
Tarih 18 Mart 1915..
1. Dünya Savaşı'nın kanlı günleri..
Birleşik Krallık ile Fransız gemileri yine Truva'nın tam karşısındaki Limni Adası'ndan Çanakkale boğazına saldırdı..
İşgal kuvvetlerinin deniz gücü üç filodan oluşuyordu..
1. Filo’da İngilizlerin en güvendiği savaş gemilerinden biri de vardı..
İlginçtir, adı “Agamemnon”du..
Tarih tekerrür mü ediyordu yoksa?
1. Filo sabah 10.30’da boğaza girdi..
Ancak Kumkale gerisindeki Osmanlı obüsleri nefes açtırmadı..
12 isabet alan Agamemnon Limni'ye geri dönmek zorunda kaldı..
Ardından diğer gemiler de ya battılar, ya kaçtılar..
Çanakkale bu kez düşmemişti..
İşgalciler Çanakkale'yi geçemeyince Mustafa Kemal, "Truva'nın intikamını aldık" demişti..
…
Tarih 30 Ekim 1918..
Osmanlı İmparatorluğu 1.Dünya Savaşı'nı kaybetmişti..
İtilaf devletleri ile teslim anlaşmasını imzalayacaktı..
Yine ilginçtir, imza yeri Yunanistan'ın Limni Adası'ydı..
Çok daha ilginci..
Anlaşma, Mondros Limanı’nda bekleyen Agamemnon savaş gemisinde imzalanacaktı..
İngilizler'in dev gibi amiral gemisi Queen Elizabeth varken, ondan çok daha küçük Agamemnon'u seçmelerinin elbet bir nedeni olmalıydı..
Yoksa bu Anadolu'ya bir mesaj mıydı?
Truva'nın işgalini mi hatırlatıyordu?
Aynı zamanda Çanakkale hezimetinin öcü müydü?
…
Geminin kaptan köşkünde uzun bir masa vardı..
Masanın bir tarafında İngiltere, Fransa, İtalya gibi emperyalistler ve onların maşası Yunanistan..
Diğer tarafında savaşı kaybeden Osmanlı İmparatorluğu..
Gecenin geç saatinde taraflar 25 maddelik anlaşmaya imza attığında Osmanlı İmparatorluğu fiilen sona ermiş, tarihe karışmıştı..
Ardından Anadolu'nun işgali başladı..
Aç kurt gibi saldırdılar..
İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan Anadolu'yu paylaşıyordu..
Talan başlamıştı..
…
Ancak tarihin çarkı farklı dönüyordu..
Karada işler hiç umdukları gibi gitmedi..
Anadolu halkları omuz omuza vererek işgalcileri bir bir bu topraklardan attı..
Tarih 29 Ekim 1923 idi..
Agamemnon savaş gemisinde imzalanan “Mondros Anlaşması”nın ardından 5 yıl geçmişti..
Türkiye Büyük Millet Meclisi devletin yönetim biçiminin “cumhuriyet” olduğunu tüm dünyaya ilan etti..
Devletin adı da, "Türkiye Cumhuriyeti" oldu..
…
İyi de, neden 28 veya 30 Ekim değil de 29 Ekim?
Aradan 2 yıl geçti..
Yıl 1925'ti..
Aylardan yine ekim..
Fahrettin Altay Paşa, Çankaya Köşkünde Atatürk'ün konuğuydu..
Yemekler yendi, sohbetler edildi..
Fahrettin Altay bir ara Atatürk'e sordu:
"Cumhuriyet’imizin ilanının 29 Ekim gecesine gelmesi acaba bir tesadüf müdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi. Neden 29 Ekim?"
Atatürk düşünmeden cevapladı:
"Mondros 30 Ekim’dir.. Cumhuriyet 29 Ekim.. İşte bu da bir milletin, mazlum bir milletin ahıdır.. Sanırım ki, o zamanki devletler bunu anlamışlardır..”
Sonra bir an durdu, Fahrettin Paşa’ya baktı ve elini masanın üzerine vurdu..
“Deyiniz ki; bu, tarihten silinmek istenilen bir milletin öcüdür…”
…
UMARIM ANLAMIŞSINIZDIR
Gördüğünüz gibi;
Milli ve dini bayramların kutlandığı günlerin bir özelliği vardır..
Niye “alternatif kutlama olmaz” anladınız mı?
Niye “alternatif kutlama bölücülüktür/ayrımcılıktır” idrak edebildiniz mi?
…
Bayramımız kutlu olsun..