Ali TONGÜLÜS
Köşe Yazarı
Ali TONGÜLÜS
 

Ne Çok ‘Özel Gün’ümüz Varmış..

10 Ocak: Çalışan Gazeteciler Günü 3 Mayıs: Dünya Basın Özgürlüğü Günü 24 Temmuz: Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü 21 Ekim: Bağımsız Gazetecilik Günü 2 Kasım: Gazetecilere Karşı İşlenen Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Uluslararası Günü … Gazetecilerle ilgili yılda 5 kez kutlanan “özel gün” var.. Başka bir meslekte bunu göremezsiniz.. Bugün 3 Mayıs’ı kutluyoruz, teması da “özgürlük”.. Kutladık da ne yaptık, özgürleştik mi? “Basınsız bir dünya düşünülemez” sloganları ile birçok siyasetçi mesaj yayınladı.. Mesaj yayınlarken de, “ideolojilerine göre” ifadeler kullanıp gazetecilere ve seçmenlerine şirin görünmeye çalıştılar, o kadar.. … Şunu merak etmiyor musunuz? Bir taraf ısrarla, “Türkiye’de basın özgür değil” diye feryat ederken “gazetecilerin manzarasına” hiç bakan oluyor mu aranızda? Mesela; hangi siyasi görüş ve ideoloji sahibi olursa olsun, herhangi bir gazetecinin “özgürce haber yapamadığına, yazı yazamadığına veya TV’lerde özgürce fikir beyan edemediğine” şahit oldunuz mu hiç? … Hemen “ya hapisteki gazetecilere ne demeli” diyeceksiniz.. O hapistekilerin hiçbirinin “gazetecilik” ile uzaktan-yakından bir ilgisi yok.. Onlar, “gazetecilik” maskesi takıp ülkemiz ve milletimiz için teröristlerle işbirliği yapan kişiler.. Onun için, sapla samanı karıştırmayın.. Sapla samanı karıştırmanızı isteyenlere de dikkat edin.. … Batı medyasının, özellikle de ABD medyasının (Avropol ve Pentagon’un zoruyla da olsa) işte bu yanını takdir ediyorum.. Konu “ulusal çıkar” ve “ülkesine karşı herhangi bir tehdit” söz konusu olduğunda, kenetleniveriyorlar.. Siyasi ve ekonomik çekişmeleri, iktidarlara karşı yürütülen muhalefeti bir kenara bırakıveriyorlar.. … Eskiden biz de yapardık bunu.. Kendi içimizde birbirimizi bugünkünden daha beter yerdik.. Ama.. Dışarıdan bir tehdit geldi mi, iktidarıyla-muhalefetiyle-basınıyla-işadamıyla “tek yumruk” olurduk.. Bugün ise.. Ülkemize düşman olanları “dışarıda” aramaya gerek kalmıyor.. Ne zaman hava puslansa, hemen dişlerini ve tırnaklarını çıkarıyorlar.. Bir de utanmadan, “Türkiye’de basın özgürlüğü kalmadı” diye “yabancılara” şikayet ediyorlar.. … Bakın; gazetecilik tahsil etmiş, yarım asırdan fazladır gazetecilik yapan ve dünyadaki gazeteciliği iyi bilen biri olarak söylüyorum.. Türkiye, “gazeteciliğin en özgür yapıldığı ülke”dir.. ABD’de Pentagon, Avrupa’da da Avropol gibi “gazetecilerin tepesine binecek” bir kurum yok ülkemizde.. Teröre yataklık etmeyi, yalan ve iftiralarla milleti kandırmayı, ekmeğini yediği ülkesini aşağılamayı, fütursuzca ettikleri hakaret ve tehditleri “özgürlük” gibi göstermeye çalışanlar var sadece.. Önce bunu iyi bir anlayın artık.. Ve her söylenene de hemen inanmayın..
Ekleme Tarihi: 03 Mayıs 2024 - Cuma

Ne Çok ‘Özel Gün’ümüz Varmış..

10 Ocak: Çalışan Gazeteciler Günü

3 Mayıs: Dünya Basın Özgürlüğü Günü

24 Temmuz: Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü

21 Ekim: Bağımsız Gazetecilik Günü

2 Kasım: Gazetecilere Karşı İşlenen Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Uluslararası Günü

Gazetecilerle ilgili yılda 5 kez kutlanan “özel gün” var..

Başka bir meslekte bunu göremezsiniz..

Bugün 3 Mayıs’ı kutluyoruz, teması da “özgürlük”..

Kutladık da ne yaptık, özgürleştik mi?

“Basınsız bir dünya düşünülemez” sloganları ile birçok siyasetçi mesaj yayınladı..

Mesaj yayınlarken de, “ideolojilerine göre” ifadeler kullanıp gazetecilere ve seçmenlerine şirin görünmeye çalıştılar, o kadar..

Şunu merak etmiyor musunuz?

Bir taraf ısrarla, “Türkiye’de basın özgür değil” diye feryat ederken “gazetecilerin manzarasına” hiç bakan oluyor mu aranızda?

Mesela; hangi siyasi görüş ve ideoloji sahibi olursa olsun, herhangi bir gazetecinin “özgürce haber yapamadığına, yazı yazamadığına veya TV’lerde özgürce fikir beyan edemediğine” şahit oldunuz mu hiç?

Hemen “ya hapisteki gazetecilere ne demeli” diyeceksiniz..

O hapistekilerin hiçbirinin “gazetecilik” ile uzaktan-yakından bir ilgisi yok..

Onlar, “gazetecilik” maskesi takıp ülkemiz ve milletimiz için teröristlerle işbirliği yapan kişiler..

Onun için, sapla samanı karıştırmayın..

Sapla samanı karıştırmanızı isteyenlere de dikkat edin..

Batı medyasının, özellikle de ABD medyasının (Avropol ve Pentagon’un zoruyla da olsa) işte bu yanını takdir ediyorum..

Konu “ulusal çıkar” ve “ülkesine karşı herhangi bir tehdit” söz konusu olduğunda, kenetleniveriyorlar..

Siyasi ve ekonomik çekişmeleri, iktidarlara karşı yürütülen muhalefeti bir kenara bırakıveriyorlar..

Eskiden biz de yapardık bunu..

Kendi içimizde birbirimizi bugünkünden daha beter yerdik..

Ama..

Dışarıdan bir tehdit geldi mi, iktidarıyla-muhalefetiyle-basınıyla-işadamıyla “tek yumruk” olurduk..

Bugün ise..

Ülkemize düşman olanları “dışarıda” aramaya gerek kalmıyor..

Ne zaman hava puslansa, hemen dişlerini ve tırnaklarını çıkarıyorlar..

Bir de utanmadan, “Türkiye’de basın özgürlüğü kalmadı” diye “yabancılara” şikayet ediyorlar..

Bakın; gazetecilik tahsil etmiş, yarım asırdan fazladır gazetecilik yapan ve dünyadaki gazeteciliği iyi bilen biri olarak söylüyorum..

Türkiye, “gazeteciliğin en özgür yapıldığı ülke”dir..

ABD’de Pentagon, Avrupa’da da Avropol gibi “gazetecilerin tepesine binecek” bir kurum yok ülkemizde..

Teröre yataklık etmeyi, yalan ve iftiralarla milleti kandırmayı, ekmeğini yediği ülkesini aşağılamayı, fütursuzca ettikleri hakaret ve tehditleri “özgürlük” gibi göstermeye çalışanlar var sadece..

Önce bunu iyi bir anlayın artık..

Ve her söylenene de hemen inanmayın..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.