Biz sürekli yazıyoruz..
Hoşlanan var, hoşlanmayan var, benimseyen var benimsemeyen var, hepsi normal, doğrusu budur zaten..
Genel anlamda söylüyorum; her şeyi en iyi biz yazarlar biliriz ya, –nedense- burnumuzdan pek kıl aldırmayız..
Ancak, vatandaşlardan bazıları çıkar ve öyle bir yazı yazar ki, olayları “yazar”lardan daha iyi özetleyiverir..
İşte bugün bunlardan birinin, Cahit Kavuz’un “O İHTİMALİ DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM” başlıklı yazıma yaptığı yorumu, size aktarmak istiyorum..
Herkesin beğeneceğinden ve “haklı” diyeceğinden eminim..
İşte Cahit Kavuz’un o yorum-yazısı:
…
Tutturmuşlar; “Ak Parti ve Erdoğan çalmış, çırpmış..”
Birincisi; toplum değişmeden yöneticiler de değişmez..
Bir bakıma aynasıdır toplumun..
Bunun için, “bal tutan parmağını yalar” atasözü ile mazeret bile bulmuşuz..
Ankara'da ‘Dayı’nın olması önemlidir, ayrıcalıktır insanımız için..
Hal böyle olunca, maalesef yöneticiler de öyle olabiliyor..
İkincisi; elde ciddi deliller olmadan birisi veya birilerine hırsız demek doğru değildir..
Bu konuda görev muhalefete düşmektedir..
Ancak bizim muhalefet ‘yalancı çoban’ durumuna düştüğü için, iddiaları doğru bile olsa inandırıcılığını kaybetmiş durumdadır..
Üçüncüsü; bu konuda CHP zihniyetinin eline kimse su dökemez..
Ak Parti yönetimi 80 yılda yapılamayanı 20 yılda yapmışsa, üstelik bunu muhalefetin ‘çaldılar’ iddiasına rağmen yapmışsa, bu demektir ki; CHP zihniyeti 80 yılda vergilerin tamamına yakınını çalmıştır..
Seçmen olarak bizler, desteğimiz oranında iktidarın sevabına da günahına ortağız..
20 yıllık sürece baktığımız zaman, Ak Parti seçmeninin son derece doğru kararlar verdiği aşikardır..
Dördüncüsü; muhalefet ‘muhalefet görevini’ dahi becerememiş iken, bu zihniyetten iktidarda başarı beklemek aşırı derecede iyimserlik gerektirir..
‘Değiştirelim’ deyip duruyorlar..
İstanbul’da, Antalya’da, Ankara’da değiştirdik de ne oldu?
Bu şehirler ya geri gitti ya da yerinde saydı..
Kaldı ki, yerinde sayması bile geri gitmektir bu zamanda..
Beşincisi; soğanın, patatesin, etin fiyatı bugün artar yarın düşer, her zaman telafisi vardır..
Ancak ‘Vatan’ı kaybetmenin telafisi yoktur..
Milletin gözünün içine baka baka, ‘özerkliği getireceğim, bu ülkeye ihanet etmiş teröristleri içerden çıkartacağım, Suriye’de, Libya’da ne işimiz var’ diyen bir zihniyeti iktidara getirmek, pire için evi yakmak demektir..
Kalın sağlıcakla..
…
Cahit Bey’e teşekkür ediyorum; seçime iki gün kala Türkiye’nin ne ile karşı karşıya olduğunu harika özetlemiş..
Dediği gibi; “VATANI KAYBETMENİN TELAFİSİ YOKTUR”..
Oyunuzu kullanırken, “cüzdanınıza” değil buna dikkat edin..