Ak Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu ile Ak Parti Muratpaşa İlçe Başkanı Osman Ülker ziyaretimize geldi.. Varış Medya olarak Nesrin Mater’le birlikte konuklarımızı ağırlarken, aramızda dikkat çekici bir sohbet gerçekleşti.. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu, geçtiğimiz hafta içinde Fransa’da göç, göçmen, mülteci sığınma ve uyum konularıyla ilgili olarak Paris’i ziyaret etmiş ve Fransız muhataplarıyla görüşmeler yapmıştı.. Sohbette; - Mülteciler ile Avrupa’da kaybolan ve ne oldukları bilinmeyen 18 bini aşkın mülteci çocukları konuştuk.. - Antalya’yı konuştuk.. - TOKİ ve sosyal konut projesini konuştuk.. - Seçimleri ve anketleri konuştuk.. - CHP’li iki Antalya milletvekili ile yaptığı ENTERESAN bir konuşmayı konuştuk.. - Çıralı’yı, Adrasan’ı, Karaöz’ü ve Antalya’nın batısını konuştuk.. - Hatta şu anda uyguladığı diyeti bile konuştuk.. … İlginizi çekeceğini umduğum bu sohbeti kısa, az ve öz bir şekilde aktaracağım sizlere.. Hoşunuza gidecek ya da kızacağınız şeyler olacak içinde.. Özellikle CHP’li iki milletvekili ile yaptığı konuşma bence çok tartışılacak.. … MÜLTECİLER VE KAYIP ÇOCUKLAR Atay Uslu diyor ki; “Şu anda Avrupa’da mülteciler konusu tam bir kanayan yara.. 18 bini aşkın mülteci çocuğun akıbetinin belirsizliğini onlar da kabul ediyor.. Organları için kaçırılmış ve kullanılmış olabilir.. Cinsel istismar için kaçırılmış olabilir.. Nitekim Almanya’da bir ormanda mülteci yurdundan kaybolan bir çocuk cesedi bulunmuş.. Hem cinsel istismara uğramış hem de iç organları tamamen alınmış.. Bu durum resmi kayıtlarda var.. Ve Avrupa’da organ nakli bekleyen hastaların yüzde 15’i, beklemekten vazgeçip isimleri sildiriyormuş.. Niye sildiriyor? Çünkü, ya parayla organ satın alıyorlar ya da organ mafyasının eline düşmüş mülteci ve çocuklarının organlarıyla işlerini görüyorlar.. Maalesef Avrupalı siyasetçiler mülteciler konusunda çok duyarsızlar..” … ANTALYA EN AZ ÜÇE BÖLÜNMELİ Atay Uslu diyor ki; “Gazipaşa’dan Kaş’a Antalya 664 kilometre ve bu süreyi yaklaşık 8 saatte alabiliyorsunuz.. Antalya’daki vatandaşlar bütün milletvekillerini kendi yöresinde görmek istiyor.. Haliyle vekiller olarak Antalya’yı doğu, merkez ve batı olarak bölüşmek yeterli olmuyor.. Vatandaşların hepsiyle buluşmak, konuşmak, onları dinlemek, sorunlarını belirlemek çok zor oluyor.. Gidemediğiniz yerlerde sitemle karşılanıyorsunuz ve rakip partiler bunu kara propaganda malzemesi yapıyor.. Bence Antalya en az 3’e bölünmeli.. Alanya, Manavgat ve Kumluca-Finike il yapılmalı ve buraların kendi vekilleri olmalı.. Böyle olursa vatandaşa ulaşmak çok daha kolay olur diye düşünüyorum..” … TOKİ VE SOSYAL KONUT PROJESİ Atay Uslu diyor ki; “Biliyorsunuz; sosyal konut hamlesi İLK EVİM İLK İŞ YERİM projesi kapsamında 17 ilde, 5 bin 615 sosyal konutun ilk temelleri 25 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı törenle atıldı.. Şimdi birçok il ve ilçemizde kuralar çekiliyor.. Bu hamle ile Türkiye’de konut fiyatlarındaki aşırı artış durdu.. Vatandaşlarımızın zorlandığı yerlerde bizler devreye girerek, bazı desteklerle ve kaynaklarla evini kaybetmesinin önüne geçiyoruz.. Amacımız ve hedefimiz, evi olmayan bütün vatandaşlarımızı ev sahibi yapmak.. Hem dar gelirliler hem de yüksek gelirliler için konut üretiliyor.. Üstelik UCUZ üretiliyor.. Niye ucuz? Çünkü, TOKİ bu evler için ARSA-ARAZİ bedeli ödemiyor.. Yüksek gelirliler için yapılan evlerden elde edilen gelirle de yine dar gelirliler için konut üretiliyor.. Bunu takdir etmek lazım..” … SEÇİMLER VE ANKETLER Atay Uslu diyor ki; “Pandemi döneminde oy oranımız neredeyse dibe çakılmıştı.. Dünyanın yaşadığı hastalık, çaresizlik ve ekonomik krizden bizim etkilenmeme şansımız yoktu.. Muhalefetin yaptığı algı operasyonları, ülkemize uygulanan ekonomik ambargolar dolayısıyla vatandaşımızın yaşadığı sıkıntılar partimizin oy oranlarında düşüşe neden oldu.. Ama, hem pandemi döneminde hem de pandeminin ardından hükümetimizin yaptığı düzenlemeler ve çalışmalarla, çalışana-çalışmayana, esnaf-çiftçiye, işçiye-işverene sağladığı destekler karşılık buldu.. Ve şu anda yüzde 34’lere kadar düşen oy oranımız yüzde 43’lere kadar çıktı.. Burada şunu belirtmek lazım; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Ak Parti’nin oy oranları çok farklı.. Vatandaşımız cumhurbaşkanımıza ayrı bir ilgi ve rağbet gösteriyor, O’nun oy oranı çok çok yukarılarda..” … CHP’Lİ İKİ ANTALYA MİLLETVEKİLİ Atay Uslu anlatıyor; “Bir gün Ankara’ya CHP’li milletvekili arkadaşımızla seyahat ettik.. Sohbet esnasında hangi işi yaptığını sordum, ‘KAĞITÇILIK’ dedi.. Ak Parti iktidara gelmeden önce 2 fabrikası varmış, şimdi 14 fabrikaya ulaşmış.. Güldüm, Ak Parti döneminde işleri katbekat büyümüş, ama gidip CHP’li oluyor ve CHP’ye oy veriyor.. Antalya’nın batısında bir CHP’li milletvekilimizin de Ak Parti iktidara gelmeden önce 2 serası varmış, şimdi hem seraları büyütmüş hem de sayıları 8-9’a ulaşmış.. O da Ak parti döneminde servetine servet katmış, ama gidip CHP’li olmuş, CHP’ye oy veriyor.. Sadece bu da değil, her gittiği yerde ‘ÇİFTÇİLER PERİŞAN’ diye açıklamalar yapıyor.. Nasıl bir paradokstur bu, anlayamadım..” … ADRASAN, KARAÖZ VE ÇIRALI Atay Uslu diyor ki; “Sahillerdeki yerleşim alanlarında yapılaşma oranı yasal olarak yüzde 5 olmalıdır.. Ama, çok eskiden beri sermaye gücünü elinde bulunduranlar, bunu hep delmişler.. Bakanlıkları kullanmışlar delmişler, belediyeleri kullanmışlar delmişler, vesaire.. Ve bugün, örneğin Çıralı’da yapılaşma oranı yüzde 15’le gelmiş.. ‘Bundan sonrası olmayacak, ama bu yüzde 15’in kabul edilmesini sağlayın’ diye bizlere geldiler.. Uzun bir uğraş sonunda durumu ilgili ve yetkili makamlara anlattık, açıkladık ve sonunda kabul ettirdik.. Şimdi Çıralı’da artık çivi bile çakılmıyor.. Çünkü, herkes birbirini kolluyor, otokontrol sağlıyor.. Ama, Karaöz ve özellikle de Adrasan maalesef kontrolsüz bir biçimde kötüye gidiyor.. Gerek yapılaşma, gerek yatçılık açısından son derece kötü bir manzaraları var.. Anlatıyoruz, söylüyoruz ama bir yere kadar.. Demokrasi içinde vatandaşın çok da üzerine gidemiyorsunuz..” … HAMUR İŞİ VE ŞEKERSİZ DİYET Atay Uslu “babadan fırıncı” ama 35 gündür hamur işi ürünleri ve yapay tatlandırıcı ile yapılmış tatlıları yemiyormuş, diyete girmiş.. “Ankara’daki bir doktor dostumla kara verdik, 90 gün boyunca bu diyeti uygulayacağım, kararlıyım” diyor.. Diyetin amacı “zayıflamak” değil, “sağlıklı kalmak”.. “Hem iç organlarımızı dinlendiriyor, hem de bir yandan spor yaparak vücuttaki yağ ve şekerlerin yarattığı fazlalıkların yerini KAS almaya başlıyor, biraz da kilo veriyorsunuz” diyor.. Maşallah çıta gibi.. Diyor ki; “Bu diyeti uyguladığımdan bu yana inanılmaz derecede enerji doluyum.. Bundan önce yerimden kalkmak istemiyordum, tembellik neredeyse esir almıştı beni.. Ama şimdi, çok çok çok iyiyim.. Herkese de böyle bir diyeti tavsiye ederim.. Doktor kontrolünde hamur işi ve şekersiz ürünler dışında kalan kırmızı ve beyaz et, balık ve sebzelerle sabah kahvaltısı, öğlen yarım yemek, akşam normal yemek, hepsi bu..” … Güzel bir sohbet oldu.. Ve yeniden buluşmak dilekleriyle Atay Uslu’yu da Osman Ülker’i de uğurladık..