Geriye dönüp baktığımda verdiğim küçük-büyük her türlü kararın sonucu, birer puzzle parçası gibi birbirine ilişerek aslında bana ait bir hikâye oluşturmuş. Bu hikâye öyle bir hikaye ki bazen “keşkelerle” şekillenirken bazen de “iyikilerle” yoluna devam etmiş. Farkında olsam da olmasam da verdiğim her karar beni bir yol ayrımına sürükledi ve bu ayrımlarda takındığım tavırlar ise tecrübe denen bir birikim oluşturdu.
Yaptığımız her bir seçim bize yeni bir yön verir o yüzden hayatımızdaki seçimler aslında sandığımızdan daha önemlidir. Evet, bu dünyaya geldiğimizde bazı şeyleri biz seçemiyoruz. Örneğin, doğum günümüzü, nerede ve hangi ailede doğacağımızı, ismimizin ne olacağı gibi bazı şeyleri biz seçemiyoruz ama şunu da bilmek gerekir ki bizim yapamadığımız bu seçimler bile aslında başka insanların seçimlerinin birer sonucudur. O yüzden istediğimiz bir hayata sahip olmak için yaptığımız seçimler konusunda çok titiz davranmalıyız ve unutmamak gerekir ki doğru adımı atmak her zaman iyi hissettirmeyebilir ama önemli olan buna rağmen o kararı verebilmektir. Hayatta sadece mutlu olmayı dileseydik ve seçimlerimiz sadece mutlu olmak üzerine şekillenseydi muhtemelen çalışan hiç kimse olmazdı ve herkes sağlıksız bir şekilde beslenirdi..
Demem o ki seçimlerimizde aradığımız tek kriter mutluluk olmamalı…
İstediğimiz hayatı yaşamak aslında çoğu zaman bizim elimizde ama nedense genelde o çuvaldızı kendimize batırmak konusunda pek de iyi değiliz. Eğer iyi bir şey oluyorsa anında o şeyi sahipleniriz ama kötü bir şey oluyorsa konuyu kendimize çekmemek için elimizden geleni yaparız ya da en azından suç ortağı ararız. Ancak hayatta nasıl başarıları sahipleniyorsak kötü sonuçları da sahiplenmeliyiz çünkü asıl gelişim alanı kötü sonuçlardır.
Herhangi bir seçim yapmadan önce şu soruları sormalıyız kendimize...
1. Bu seçimi aklımla mı yapıyorum kalbimle mi?
2. Bu seçimin bana ne gibi bir katkısı var?
3. Bu seçimi yapmazsam başka alternatiflerim var mı?
4. Bugün son günüm olsa yine bunu seçer miydim?
5. Bu seçimimin arkasında durup savunabilir miyim?
6. Bu seçimimle birlikte doğrudan ve dolaylı olarak kimler etkileniyor?
7. Ve son olarak bu seçimin sonunda vicdanen rahat hissedecek miyim?
Bunlar genelde önemli bir karar almadan önce üzerinde düşünmeye çalıştığım sorular. Eğer hepsine gönül rahatlığıyla cevap verebiliyorsam ilk adımı atıyorum ama bazı soruları cevaplamakta zorlanıyorsam işte o zaman danışacağım kişilerin kapısını çalmaya başlıyorum. Tabi ki her seçimde veya her karar anında bu kadar süreci uzatmıyorum ama hayatıma yön vereceğini düşündüğüm anlarda mümkün olduğunca bu sorular üzerinde vakit harcıyorum. Çünkü ne demiş Hz. Mevlana; Sen sen ol, mutluyken söz verme, üzgünken cevap verme, öfkeliyken de karar verme.
Evet, daha önümüzde uzun bir yol var, bu yolu nasıl yürüdüğümüz kadar hangi yolu seçtiğimiz de önemlidir. Nereye varmak istiyorsak son durağı orası olan bir yol seçmek lazım. Hayatımız seçimlerimizin bir toplamı olduğuna göre o zaman biraz daha ince eleyip sık dokumaya çalışalım, bize verilen düşünme ve muhakeme gücünü hakkıyla kullanmaya özen gösterelim. Neyi seçtiğimize dikkat edelim çünkü o seçtiğimiz şey bir gün değişim iyidir diye düşünüp ümitlenirken sonumuz da olabilir, uzun süre çekmek zorunda kalacağımız çile ve Cehennem'imizde...
Yolumuzu sevgi ve ışık aydınlatsın diyerek güzel bir Cuma diliyorum.
Sevgiyle kalın.