Ali TONGÜLÜS
Köşe Yazarı
Ali TONGÜLÜS
 

Hani Benim Çırağım Nerde?

Sanayici Mustafa Usta diyor ki; “Çırak bulamıyoruz, gelen çıraklar da birkaç gün çalışıp mesleği öğrenmeden çekip gidiyor.. Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, çekirdekten yetiştirme diye bir şey kalmadı.. Usta olabilmek için önce çıraklık sonra kalfalık yapacaklar, ama bunun için sanayide çalışmaları şart..” … Motorcu İsmail Usta diyor ki; “Bu sene meslek lisesinden 4 defa çırak aldım, ama çocuklar çalışmıyor, devamsızlıkları çok oluyor.. Eskiden bir kültür vardı, çıraklar alt yapıdan yetişiyordu. Şu anda artık çırak olayı da kalmadı. Gelen çocuklar çalışmıyor. Çırak yok ki usta yetişsin..” … Yetkili servis yöneticisi Ahmet Usta diyor ki: “Meslek liselerine gereken önemin verilmiyor, eğitim seviyesi biraz düşük.. Bir de yeni nesil gençler ne yazık ki kolay para kazanma peşinde..  Yani kimse buradaki soğuğu-sıcağı çekerek çalışmak istemiyor.. Bunu aileler de istemiyor. .” … 60 yıllık köfteci Fahrettin Usta diyor ki; “Sadece sanayide, yiyecek-içecek sektöründe değil, marangoz, terzi, su, elektrik ve elektronik  tamircisi, berber gibi daha birçok meslekte çırak yetişmiyor maalesef.. Şimdiki gençlerin önceliği işi öğrenmek yerine para kazanmak.. Daha kapıdan girerken ‘Usta kaç para vereceksin?’ diyor. Ben bu adama ne diyebilirim ki..” … İşte ülkemizin “derin yara”larından biri bu.. Aileleri, “çocuklarınızı okutun” diye zorladık, onlar da çocuklarını okutabilmek için “para para para” demeye başladı.. Ve çocuklarının üzerine öyle titrediler ki; “aman çalışmasın, okusun yeter” diyerek,  çok daha iyi para kazanabilecekleri yollara izin vermediler.. Bugün “üniversiteli işsiz” diye tanımlanan gençler iş beğenmeyip çalışmazken, “çırak” olarak başlayıp ustalığa kadar gelenler uçuk maaşlar alıyor.. Düşünün, bir inşaat işçisinin GÜNLÜK ücreti 3 bin lira.. Kalfaların bile ücreti bugün AYLIK 60-70 bin liradan aşağı değil.. … Haydi şimdi karar verin; Çocuğa üniversite bitirsin diye dünyanın parasını harcamak mı, yoksa çırak olarak başlatıp hem meslek öğrenmesini hem de para kazanmasını sağlamak mı? Çocuklarını çalışmadan, para kazanmadan harcamasını öğreten aileler, bundan sonra onların evlendiklerinde bile yükünü çekmek zorunda kalacaklar, bilesiniz.. … Bu konuda sadece aileleri suçlamak yetmez.. Devletin “eğitim politikası”nın suçu da çok fazla.. … Yukarıda ustaları okudunuz;  yüzlerce yıllık gelenek ve göreneklerimiz yok oluyor.. “Mesleki eğitim” de yerlerde sürünüyor.. Çünkü okullarda ne doğru düzgün meslek öğretebiliyoruz ne de çırak, kalfa, usta olmaya karar verenleri, bu konuda yeterince destekliyoruz.. Diploma sahibi olmak “nitelikli olmak”tan daha önemli hale gelince, ortaya işte böyle bir kaos çıkıyor.. … Olayın bir başka boyutu daha var.. Meslek liseleri ile çırak-kalfa yetiştiren “mesleki okullar”dan mezun olanların yüzde 90’ı ne yazık ki, “zahmetsiz para” kazanabilecekleri işlere yöneliyor.. Böyle olunca da; Hem çırak-kalfa ihtiyacı her geçen gün büyüyor, hem de “işsizler ordusu”na yenileri ekleniyor.. … Bu sorunu devlet tek başına çözemez.. Devlet; meslek liseleri ile mesleki okullarda eğitim gören gençlere, eğitim gördükleri alanda en az 5 yıl çalışma şartı getirmeli.. Ayrıca, mesleki kursları da cazip hale getirmeli.. Aileler ise; çocuklarına “sonsuz destek” vermekten vazgeçmeli, meslek liseleri ile mesleki okullara da yönlendirmeli.. … Böyle olursa çırak, kalfa, usta sorunlarının çözümü için önemli bir adım atılmış olur.. Yoksa, sorun giderek büyür büyür büyür ve içinden çıkılmaz bir hale gelir.. Benden söylemesi..
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2024 - Çarşamba

Hani Benim Çırağım Nerde?

Sanayici Mustafa Usta diyor ki;

“Çırak bulamıyoruz, gelen çıraklar da birkaç gün çalışıp mesleği öğrenmeden çekip gidiyor.. Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, çekirdekten yetiştirme diye bir şey kalmadı.. Usta olabilmek için önce çıraklık sonra kalfalık yapacaklar, ama bunun için sanayide çalışmaları şart..”

Motorcu İsmail Usta diyor ki;

“Bu sene meslek lisesinden 4 defa çırak aldım, ama çocuklar çalışmıyor, devamsızlıkları çok oluyor.. Eskiden bir kültür vardı, çıraklar alt yapıdan yetişiyordu. Şu anda artık çırak olayı da kalmadı. Gelen çocuklar çalışmıyor. Çırak yok ki usta yetişsin..”

Yetkili servis yöneticisi Ahmet Usta diyor ki:

“Meslek liselerine gereken önemin verilmiyor, eğitim seviyesi biraz düşük.. Bir de yeni nesil gençler ne yazık ki kolay para kazanma peşinde..  Yani kimse buradaki soğuğu-sıcağı çekerek çalışmak istemiyor.. Bunu aileler de istemiyor. .”

60 yıllık köfteci Fahrettin Usta diyor ki;

“Sadece sanayide, yiyecek-içecek sektöründe değil, marangoz, terzi, su, elektrik ve elektronik  tamircisi, berber gibi daha birçok meslekte çırak yetişmiyor maalesef.. Şimdiki gençlerin önceliği işi öğrenmek yerine para kazanmak.. Daha kapıdan girerken ‘Usta kaç para vereceksin?’ diyor. Ben bu adama ne diyebilirim ki..”

İşte ülkemizin “derin yara”larından biri bu..

Aileleri, “çocuklarınızı okutun” diye zorladık, onlar da çocuklarını okutabilmek için “para para para” demeye başladı..

Ve çocuklarının üzerine öyle titrediler ki; “aman çalışmasın, okusun yeter” diyerek,  çok daha iyi para kazanabilecekleri yollara izin vermediler..

Bugün “üniversiteli işsiz” diye tanımlanan gençler iş beğenmeyip çalışmazken, “çırak” olarak başlayıp ustalığa kadar gelenler uçuk maaşlar alıyor..

Düşünün, bir inşaat işçisinin GÜNLÜK ücreti 3 bin lira..

Kalfaların bile ücreti bugün AYLIK 60-70 bin liradan aşağı değil..

Haydi şimdi karar verin;

Çocuğa üniversite bitirsin diye dünyanın parasını harcamak mı, yoksa çırak olarak başlatıp hem meslek öğrenmesini hem de para kazanmasını sağlamak mı?

Çocuklarını çalışmadan, para kazanmadan harcamasını öğreten aileler, bundan sonra onların evlendiklerinde bile yükünü çekmek zorunda kalacaklar, bilesiniz..

Bu konuda sadece aileleri suçlamak yetmez..

Devletin “eğitim politikası”nın suçu da çok fazla..

Yukarıda ustaları okudunuz;  yüzlerce yıllık gelenek ve göreneklerimiz yok oluyor..

“Mesleki eğitim” de yerlerde sürünüyor..

Çünkü okullarda ne doğru düzgün meslek öğretebiliyoruz ne de çırak, kalfa, usta olmaya karar verenleri, bu konuda yeterince destekliyoruz..

Diploma sahibi olmak “nitelikli olmak”tan daha önemli hale gelince, ortaya işte böyle bir kaos çıkıyor..

Olayın bir başka boyutu daha var..

Meslek liseleri ile çırak-kalfa yetiştiren “mesleki okullar”dan mezun olanların yüzde 90’ı ne yazık ki, “zahmetsiz para” kazanabilecekleri işlere yöneliyor..

Böyle olunca da;

Hem çırak-kalfa ihtiyacı her geçen gün büyüyor, hem de “işsizler ordusu”na yenileri ekleniyor..

Bu sorunu devlet tek başına çözemez..

Devlet; meslek liseleri ile mesleki okullarda eğitim gören gençlere, eğitim gördükleri alanda en az 5 yıl çalışma şartı getirmeli..

Ayrıca, mesleki kursları da cazip hale getirmeli..

Aileler ise; çocuklarına “sonsuz destek” vermekten vazgeçmeli, meslek liseleri ile mesleki okullara da yönlendirmeli..

Böyle olursa çırak, kalfa, usta sorunlarının çözümü için önemli bir adım atılmış olur..

Yoksa, sorun giderek büyür büyür büyür ve içinden çıkılmaz bir hale gelir..

Benden söylemesi..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.