Ali TONGÜLÜS
Köşe Yazarı
Ali TONGÜLÜS
 

Erdoğan Niye Mi Kaybetti?

31 Mart’ta “yerel” seçimimizi de yaptık ve ana muhalefet partisi 47 yıl sonra ilk kez iktidar partisinden daha çok oy aldı.. Dikkat edin, “Türkiye’nin çoğunluğunun oyunu aldı” demiyorum.. ... 31 Mart’tan bu yana bütün yorumcuları, köşe yazarlarını ve siyasetçileri dinledim, izledim.. Kimi “ekonomi”ye bağladı, kimi “emeklinin intikamı” dedi, kimi de “Ak Parti’liler çok şımarmıştı, millet ders verdi” dedi.. … Evet bunlar “seçim yenilgisi”nin nedenlerinden bazıları.. Ama, asıl neden başka.. … 1- Erdoğan, Türk milletini eziklikten kurtardı, Türk insanının “özgüven” duymasını sağladı.. Hatırlayın; “Türk gibi başla, Alman gibi bitir” gibi, “Eller aya biz yaya” gibi, “Türkler hiçbir işin üstesinden gelemez” gibi, “Biz beceremiyoruz, beceremeyiz” gibi, “Avrupa nire Türkiye nire, adamlar uygar, biz ellerine su bile dökemeyiz” gibi bir sürü aşağılayıcı düşünce ve duygulara boğdular bizi.. Hem içimizdeki Bizanslılar, hem de ülkemizi sömürge haline getirenler 80 yıl boyunca resmen EZDİLER bizi.. Yurtdışına giden Türk insanı, oralarda “ben Türk’üm” demeye ya utandı ya da korktu.. Ya şimdi? 80 yıl boyunca başı hep öne eğik yaşayan hemen her TÜRK insanı, “dünyaya meydan okuyacak” hale geldi.. “Bak artık sizin yaptığınız her şeyi hem de fazlasıyla biz de yapıyoruz” diyerek, dünyaya kafa tutmaya başladı.. Futbolda az farklı yenilgilerde bile bayram yapıyorduk, şimdi berabere kalsak, “niye yenmedik” diye kıyametleri koparıyoruz.. Ekonomik büyüme nedir bilmezken, şimdi dünyanın sürekli büyüyen iki ülkesinden biri haline geldik.. Dünya için Türkiye “bilinmeyen-tanınmayan bir üçüncü dünya ülkesi” iken, artık dünyanın neresine gitseniz “Türkiye’den geliyorum” dediğinizde, “saygıyla” karşılanıyorsunuz.. … 2- Erdoğan, Türk insanını umutlarını arttırdı.. 80 yıl ezik ve karamsarlığa kapılmış, kendine ait bayrak asacak ipi bile üretemeyen bir millet olarak gelecekten yana hiçbir umudumuz yoktu.. Ya şimdi? Bütün dünyanın gözleri önünde, “Türk milletinin yapamayacağı hiçbir şey yok, her şeyin en iyisini yapıyorlar” noktasına geldik.. “Deprem yardımlarını” memur ve emeklinin maaşını ödemek için kullanan Türkiye’den, işsizine bile maaş ödeyen Türkiye’ye ulaştık.. Hiçbir şey üretemeyen Türkiye’den, yerli savunma ve sanayi ürünleri ihraç eden bir ülke haline geldik.. Bunlar, milletimizi ülkemizin geleceğiyle ilgili umutlandırdı ve güçlendirdi.. … 3- Erdoğan, Türk insanının hayallerini ve imkanlarını büyüttü.. Bundan 20 sene önce hemen her memur ve öğretmen için, hatta Türk milletinin çok büyük bir bölümü için maaşıyla ev almak, araba almak, tatil yapmak –ulaşılamayacak- bir hayaldi.. Memurlar ve öğretmenler GEÇİNEBİLMEK için mutlaka ikinci bir işte çalışıyor, çoğunlukla ya işportacılık ya pazarcılık falan yapıyordu.. Bir maaşıyla bırakın evi ve arabayı, 37 ekran bir televizyon bile alamıyordu.. Ya şimdi? Hemen hemen bütün öğretmenlerin ve memurların arabası var, evi var, çoğunun yazlığı var, evlerinde HERŞEYLERİ var.. Ve hayalleri o kadar büyüdü ki, birçoğu özel okullarda okuttukları çocukları için ev ve araba alıyor ya da en azından bunun hesaplarını yapıyorlar.. Neredeeeeen nereye.. … Özgüven geldi, umutlar arttı, hayaller büyüdü.. Böyle olunca, “tatminsizlik” başladı.. “İşsizlik” değil, “iş beğenmemek” gibi oldukça garip bir durum yaşıyor ülkemiz.. Aileler, “karnımızı doyuramıyoruz” noktasından, “çocuklarımıza ev ve araba almakta zorlanıyoruz” noktasına geldi.. Erdoğan durmadan veriyor.. Memura veriyor, işçiye veriyor, öğretmene veriyor, muhtara veriyor, engelliye veriyor, çocuğu kreşe giden anneye veriyor, çocuğa bakan anneanneye veriyor, yaşlıya veriyor, emekliye veriyor, çiftçiye veriyor, işverene veriyor, işsize veriyor.. 80 yıl bunların hangisini gördü bu ülke? … Neymiş, bu yerel seçimde emekliler intikam almış, emekliye bu kadar az para verirsen, işte böyle olurmuş.. Şunu çok iyi biliyorum ki; Erdoğan emeklinin maaşını 50 bin lira bile yapsa, onunla bile yetinmeyecek hale geldi millet.. Çünkü, Erdoğan bu millete vere vere hayallerini o kadar büyüttü  ve beklentilerini o kadar çok arttırdı ki, TATMİNSİZLİK başladı, YETİNME  ve ŞÜKÜR duygusunu kaybettik.. … Evet, Ak Parti’nin bu yerel seçimde yaşadığı oy kaybı için birçok sebep sayılabilir.. Ama asıl neden; bu ülke insanının umutlarının artması, özgüvenini kazanması, hayallerinin büyümesidir.. Ve seçmenin bu defa hayalleri büyütene değil, “hayal satanlara” inanmasıdır.. Ben böyle görüyorum..
Ekleme Tarihi: 09 Nisan 2024 - Salı

Erdoğan Niye Mi Kaybetti?

31 Mart’ta “yerel” seçimimizi de yaptık ve ana muhalefet partisi 47 yıl sonra ilk kez iktidar partisinden daha çok oy aldı..

Dikkat edin, “Türkiye’nin çoğunluğunun oyunu aldı” demiyorum..

...

31 Mart’tan bu yana bütün yorumcuları, köşe yazarlarını ve siyasetçileri dinledim, izledim..

Kimi “ekonomi”ye bağladı, kimi “emeklinin intikamı” dedi, kimi de “Ak Parti’liler çok şımarmıştı, millet ders verdi” dedi..

Evet bunlar “seçim yenilgisi”nin nedenlerinden bazıları..

Ama, asıl neden başka..

1- Erdoğan, Türk milletini eziklikten kurtardı, Türk insanının “özgüven” duymasını sağladı..

Hatırlayın;

“Türk gibi başla, Alman gibi bitir” gibi, “Eller aya biz yaya” gibi, “Türkler hiçbir işin üstesinden gelemez” gibi, “Biz beceremiyoruz, beceremeyiz” gibi, “Avrupa nire Türkiye nire, adamlar uygar, biz ellerine su bile dökemeyiz” gibi bir sürü aşağılayıcı düşünce ve duygulara boğdular bizi..

Hem içimizdeki Bizanslılar, hem de ülkemizi sömürge haline getirenler 80 yıl boyunca resmen EZDİLER bizi..

Yurtdışına giden Türk insanı, oralarda “ben Türk’üm” demeye ya utandı ya da korktu..

Ya şimdi?

80 yıl boyunca başı hep öne eğik yaşayan hemen her TÜRK insanı, “dünyaya meydan okuyacak” hale geldi..

“Bak artık sizin yaptığınız her şeyi hem de fazlasıyla biz de yapıyoruz” diyerek, dünyaya kafa tutmaya başladı..

Futbolda az farklı yenilgilerde bile bayram yapıyorduk, şimdi berabere kalsak, “niye yenmedik” diye kıyametleri koparıyoruz..

Ekonomik büyüme nedir bilmezken, şimdi dünyanın sürekli büyüyen iki ülkesinden biri haline geldik..

Dünya için Türkiye “bilinmeyen-tanınmayan bir üçüncü dünya ülkesi” iken, artık dünyanın neresine gitseniz “Türkiye’den geliyorum” dediğinizde, “saygıyla” karşılanıyorsunuz..

2- Erdoğan, Türk insanını umutlarını arttırdı..

80 yıl ezik ve karamsarlığa kapılmış, kendine ait bayrak asacak ipi bile üretemeyen bir millet olarak gelecekten yana hiçbir umudumuz yoktu..

Ya şimdi?

Bütün dünyanın gözleri önünde, “Türk milletinin yapamayacağı hiçbir şey yok, her şeyin en iyisini yapıyorlar” noktasına geldik..

“Deprem yardımlarını” memur ve emeklinin maaşını ödemek için kullanan Türkiye’den, işsizine bile maaş ödeyen Türkiye’ye ulaştık..

Hiçbir şey üretemeyen Türkiye’den, yerli savunma ve sanayi ürünleri ihraç eden bir ülke haline geldik..

Bunlar, milletimizi ülkemizin geleceğiyle ilgili umutlandırdı ve güçlendirdi..

3- Erdoğan, Türk insanının hayallerini ve imkanlarını büyüttü..

Bundan 20 sene önce hemen her memur ve öğretmen için, hatta Türk milletinin çok büyük bir bölümü için maaşıyla ev almak, araba almak, tatil yapmak –ulaşılamayacak- bir hayaldi..

Memurlar ve öğretmenler GEÇİNEBİLMEK için mutlaka ikinci bir işte çalışıyor, çoğunlukla ya işportacılık ya pazarcılık falan yapıyordu..

Bir maaşıyla bırakın evi ve arabayı, 37 ekran bir televizyon bile alamıyordu..

Ya şimdi?

Hemen hemen bütün öğretmenlerin ve memurların arabası var, evi var, çoğunun yazlığı var, evlerinde HERŞEYLERİ var..

Ve hayalleri o kadar büyüdü ki, birçoğu özel okullarda okuttukları çocukları için ev ve araba alıyor ya da en azından bunun hesaplarını yapıyorlar..

Neredeeeeen nereye..

Özgüven geldi, umutlar arttı, hayaller büyüdü..

Böyle olunca, “tatminsizlik” başladı..

“İşsizlik” değil, “iş beğenmemek” gibi oldukça garip bir durum yaşıyor ülkemiz..

Aileler, “karnımızı doyuramıyoruz” noktasından, “çocuklarımıza ev ve araba almakta zorlanıyoruz” noktasına geldi..

Erdoğan durmadan veriyor..

Memura veriyor, işçiye veriyor, öğretmene veriyor, muhtara veriyor, engelliye veriyor, çocuğu kreşe giden anneye veriyor, çocuğa bakan anneanneye veriyor, yaşlıya veriyor, emekliye veriyor, çiftçiye veriyor, işverene veriyor, işsize veriyor..

80 yıl bunların hangisini gördü bu ülke?

Neymiş, bu yerel seçimde emekliler intikam almış, emekliye bu kadar az para verirsen, işte böyle olurmuş..

Şunu çok iyi biliyorum ki; Erdoğan emeklinin maaşını 50 bin lira bile yapsa, onunla bile yetinmeyecek hale geldi millet..

Çünkü, Erdoğan bu millete vere vere hayallerini o kadar büyüttü  ve beklentilerini o kadar çok arttırdı ki, TATMİNSİZLİK başladı, YETİNME  ve ŞÜKÜR duygusunu kaybettik..

Evet, Ak Parti’nin bu yerel seçimde yaşadığı oy kaybı için birçok sebep sayılabilir..

Ama asıl neden; bu ülke insanının umutlarının artması, özgüvenini kazanması, hayallerinin büyümesidir..

Ve seçmenin bu defa hayalleri büyütene değil, “hayal satanlara” inanmasıdır..

Ben böyle görüyorum..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.