Bugün sizlere, her gün onlarcasına rastladığımız “çöp toplayıcısı” ya da diğer isimleriyle “Sokak toplayıcıları – kağıt toplayıcıları” konusunda söylemem gerekenler var..
Sizler derken; hem vatandaşı, hem belediyeleri, hem de bazı bakanlık ve kamu kurumundan söz ediyorum..
Çünkü, bu konu hepimizi çok yakından ilgilendiriyor..
Niye ilgilendiriyor?
1- İçinde ekonomi var..
2- İçinde sosyoloji var..
3- İçinde sağlık var..
4- İçinde dram var, trajedi var..
5- Hatta içinde komedi bile var..
Konuya, Antalya’da bir belediyenin Temizlik İşleri Müdürlüğü görevlilerinin anlattığı bir olayla girmek istiyorum..
“Siz bu çöp toplayıcıları YOKLUK çekiyor mu sanıyorsunuz Ali Bey, biz her gün nelerle karşılaşıyoruz bir bilseniz.. AUDİ’siyle veya başka bir araçla gelip kendi bölgelerinde bir yere park ediyorlar, bagajdan çöp toplayacağı kıyafetleri çıkarıp giyiyor ve çöp toplamaya çıkıyorlar.. Bu adamların çöp toplayacağı arabaları bile taşıyanlar var..”
Şaşırdınız mı?
Şaşırmayın; böyle olanları da var, günde 50 lira için 15-20 kilometre yürüyen de..
Şey gibi düşünün; bir ürün üreticiden başlayarak tüketiciye ulaşıncaya kadar nasıl bazı kademelerden geçiyorsa ve her kademe kendine göre bir kazanç sağlıyorsa, sistem hemen hemen aynı şekilde işliyor..
…
Çöp toplayıcıları, “yaşamlarını çöp toplayarak kazananlar” olarak bilinse de, gelişmekte olan ülkelerde “geri dönüşüm sisteminin önemli aktörlerinden biri”..
Ve oldukça eski bir tarihçeye sahip..
Son dönemlerde özellikle Türkiye’de iyice görünür hale gelmeye başladı..
Ve bu çöp toplayıcılarının arasında sıkça “mülteci” görüyoruz..
Resmi bir araştırma yok, ama tahminlere göre Türkiye’de 500 bin civarında “çöp toplayıcı” olduğu ifade ediliyor..
Antalya dahil birçok kentte belediyeler “atık toplama yasağı” getirmiş, “çalışanlara izni biz vereceğiz ve sadece bizim izin verdiklerimiz çalışabilecek” denmiş..
Hükümet de soruna çare bulabilmek için rapor hazırlamış ve “örgütlenin, daha insani şartlarda işinizi yaparsınız” diyerek, bu yasakların ortadan kalkmasını sağlamış..
Şu anda çeşitli kentlerde çöp toplayıcıları örgütleniyor..
Hatta, bazı kentlerde (örneğin Eskişehir’de) “Kooperatif” kurup, ortağı bile olabiliyor..
…
Genel çerçevesiyle “çöp toplayıcılarının” anatomisi böyle..
Gördüğünüz gibi içinde yukarıda saydığım her şey var..
Şunu çok iyi biliyorum, “bu çöp toplayıcılardan rahatsız olan da var olmayan da..
Hatta, bu çöp toplayıcıları yaşadığı kente hiç yakıştırmayanlar da var..
“Antalya gibi bir turizm kentine yakışmıyor bu görüntüler” deyip, hepsinin faaliyetlerinin durdurulmasını isteyenler de var..
Bu kenti yönetenler..
Belirli bir kıyafet, belirli bir saat aralığı, belirli bir kimlik kartıyla eminim bu tür şikayetlerin önüne geçebilirler..
‘Olmasınlar, çıkmasınlar, görünmesinler, toplamasınlar” demek, nereden baksanız 2 milyon insanın ekmeğini elinden almak olur..
Buna gönlünüz razı gelir mi?
…
Sadede gelelim..
Bir tarafta, “geri dönüşüm sisteminin önemli aktörlerinden biri” olan çöp toplayıcılar..
Bir tarafta, “çöp toplayıcıların varlığından bile haberi olmadan yaşayan”lar..
Bir tarafta, “çöp toplayıcısı gördü mü nevri dönüp, neredeyse dövecek hale gelen”ler..
Bir tarafta, “yaşadığı şehre yakıştırmayan”lar..
Yani; tepeden tırnağa “sorun yumağı” olmuş bir konu var ortada..
Evet, bir “örgütlenme” ile daha sağlıklı ve sistemli bir şekilde çalışma ortamına kavuşarak ekonomiye katkıları arttırılacaktır eminim..
Ama, bu çöp toplayıcılarına bakış açımızı değiştirecek mi, çöp toplayıcılarla ilgili önyargılarımızı bitirecek mi, işte o konuda şüpheliyim..
Haydi, konuya biraz da “İNSANCA” yaklaşalım..