SP Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, “Yerel Seçimlerde İttifakla İlgili Aldıkları Herhangi Bir Karar Yok”
Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç “Bu milletin kaynaklarını çarçur etmeye ne hakkınız var? Satmaktan başka bir şey bilmez misiniz?”
Saadet Partisi (SP) Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, değerlendirme ve divan toplantısında partililerle buluştu. Antalya İsmail Akın Erkek Öğrenci Yurdu'nda yapılan divan toplantısına İl Başkanı Ramazan Düzen, Teşkilatlanmadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Muharrem Koçak, İl Müfettişi Ahmet Tekin ve çok sayıda partili katıldı.
Saadet Partisi (SP) Antalya il başkanlığı divan ve değerlendirme toplantısında partililer ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıç,” yangınlara karşı alınan önlemler ve Antalya EXPO alanıyla ilgili soru önergelerine cevap alamadıklarını belirtti. Ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıç, emekli ve asgari ücretle çalışanlara açlık sınırında ücretin reva görüldüğünü ve yerel seçimlerde Antalya'da Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bütün belediyeleri istediklerini söyledi.”
Kılıç, “ Yerel seçimlerde ittifakla ilgili aldıkları herhangi bir karar olmadığını da açıkladı”
Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç toplantıda;” Seçimlerden önce 'faiz artmayacak' denildi ama seçimden hemen sonra yüzde 8,5 olan faiz önce yüzde 15'e, ardından yüzde 25'lere çıkarılarak adeta rekor kırıldı. Bu faiz artışı kendiliğinden olan bir artış değildir. Küresel sermayenin istekleri doğrultusunda alınmış bir karardır. Faiz bir sömürü aracıdır. Faize dayalı ekonomik anlayış, hiçbir yaraya merhem olmaz, olamaz. Çözüm üretim ekonomisi, tasarruf tedbirleri, faize dayalı ekonomi modelini bir kenara bırakıp üretim ekonomisi modelini esas almaktır. 22 yıllık AK Parti iktidarının tatbik ettiği ekonomik modelin sonucu hayat pahalılığı ve yoksulluk olarak karşımıza çıkmakta. Maaşlar enflasyon oranında artırılmıyor. Vatandaş enflasyona ezdiriliyor. Maaşla çalışanlar her geçen gün daha da fakirleşiyor. Vatandaş feryat ederken iktidardakiler, bu duruma kriz dememizi de istemiyor. Küresel bir sıkıntı olabilir ancak bizdeki yansıması ekonomik krizdir. Türkiye olarak dünya çapında enflasyonu en yüksek olan ülkelerden biriyiz. Şu anda savaş olan Ukrayna'da bile enflasyon yüzde 11,3, Rusya'da 4,3 civarında, TÜİK’in enflasyon rakamlarına katılmıyoruz o dahi yüzde 47.83'tür. Bu dahi ülkemizde enflasyonun geldiği noktayı göstermesi bakımından anlamlıdır.
Bu kadar imkana rağmen, bu ülkenin vatandaşlarına geçim sıkıntısı yaşatan bir iktidar beceriksizdir. Ülkemiz yoksul bir ülke değildir. Kaynakları çarçur edilerek, kötü yönetilerek yoksullaştırılan bir ülkedir.
Maaşları artırmamak için kırk takla atıyorlar, yan gelip çamura batıyorlar. Ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Memurların maaşını artırırken onları bir miktar daha fakirleştirmekteler.
Millî görüş demek herkesin hak ettiğini, alın terinin karşılığını alması demektir. Ülke kaynakları milli görüş iktidarlarında adil dağıtılmıştır. Yine aynısının olması için kapıyı aralıyoruz. Tarih tekerrür edecek.
O dönemin parasıyla 1 milyar 720 milyon liralık yatırımla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan alan, sonrasında uzun süre Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yönetiminde kaldı. Yıllarca âtıl vaziyette bırakıldıktan sonra parsellere bölünerek Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkarıldı. Konuyu Bakanlığa soru önergesi ile sorduk ama hâlâ cevap alamadık. Cevap bekliyoruz. Yazık değil mi? Bu milletin kaynaklarını çarçur etmeye ne hakkınız var? Satmaktan başka bir şey bilmez misiniz?
Artan maliyetlerden dolayı üretimi durdurmak zorunda kalan çiftçilere yeni destekler ödenmeli ve hasat zamanı kayıpsız atlatılmalı. TMO özellikle tahıl ürünü alımındaki kotayı kaldırmalı, daha çok üretimi teşvik etmeli. Temel girdi kalemleri olan mazot, gübre, elektrik, su ve yem gibi kalemlerdeki vergi kaldırılmalı. Boş bırakılan tarlalar tespit edilerek buralarda üretim teşvik edilmeli, gerekli destekler sağlanmalı. ÇKS’de yer almayan üreticiler tespit edilerek faaliyetleri desteklenmelidir
Baktığınızda bu ülkenin milli görüş iktidarına ne kadar ihtiyacı olduğunu görmektesiniz.
Türkiye’nin zenginlikleri bütün insanlarımıza adilce paylaştıracak ve topyekûn kalkınmayı gerçekleştirecek olan milli görüş yönetimine ihtiyacı var. Ülkemizin kaynaklarını israfa ve ranta değil, milletin hizmetine sunacak olan milli görüş iktidarına ihtiyaç var. Makam ve mevkileri liyakat sahibi vatandaşlara teslim edecek olan milli görüş iktidarına ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.