Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu’ndan Deprem Uyarıları

Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu, deprem bölgesinde bundan sonraki teknik çalışmalar ve hukuki süreçle ilgili yazılı açıklama yaparak önemli uyarılarda bulundu.

Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu, 10 ilde can kaybı ve yaralanmaların yanı sıra büyük yıkıma neden olan deprem gündemiyle toplantı yaptıktan sonra, yazılı bir açıklamayla da uyarılarını sürdürdü. Deprem bölgesinde bundan sonra yürütülecek teknik çalışmalar ve hukuki süreçle ilgili önemli uyarıların yer aldığı Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun yazılı açıklaması şöyle:

“Kahramanmaraş ilimizin Pazarcık ilçesinde 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen ve akabinde aynı tarihte yine Elbistan ilçesinde gerçekleşen depremler ve onları izleyen artçı depremler ülkemizin başta Kahramanmaraş, Malatya, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Osmaniye, Adana il, ilçe ve köylerinde onarılamaz yıkımlara, can kayıplarına ve yaralanmalara yol açmıştır.

‘DENETLENMESİ GEREKİR’

“Ülkemiz, aktif fay hatlarının çokça bulunduğu tektonik levhaların kesişim bölgesinde bulunduğu için maalesef sıklıkla deprem yaşamaktadır. Ne var ki; gerek merkezi idare gerekse yerel idareler tarafından gerekli önlemlerin almaması dolayısıyla olağan bir doğa olayı olan deprem ülkemizde bir felakete dönüşmektedir. Bina yapım aşamasında; plan ve projenin hazırlanması, statik hesaplarının doğru yapılması, kalite ve miktar bakımından uygun malzeme kullanılarak yapı inşa edilmesi ve bu sürecin mevzuat kuralları doğrultusunda ilerlediğinin denetlenmesi gerekmektedir. Deprem nedeniyle yıkılan, hasar gören, çöken binada ölüm/yaralanmanın meydana gelmesi; sürecin hukuka uygun yürütülmediğinin göstergesidir. Ülkemizin pek çok ilinde yıkıma yol açan depremler nedeniyle, deprem mevzuatına uygun olmayan yapılar inşa eden müteahhitlerin, inşaatları denetleyen yapı denetim firmalarının, yine depreme dayanıklı olmayan yapılara ruhsat, imar izni ve iskân veren tüm yetkili kurum ve kuruluşlar ile gerçek kişilerin, deprem riski taşıyan bölgede riskli yapıların saptamak ve gerekli önlemler almak yükümlü olan kamu görevlilerinden ihmal bulunanların sorumlu olduğu açıktır. Bu sebeple bu denli can kaybının yaşanmasına sebebiyet veren sorumlular hakkında acilen gerekli soruşturmanın yapılması gerekli ve zorunludur.

‘BETON VE DEMİR NUMUNELERİ ALINMALI’

“Bu kapsamda, binanın yıkılma nedeninin anlaşılması ve sorumluların tespiti için bina enkazlarının kaldırılmadan önce ivedilikle teknik bilirkişi vasıtasıyla delillerin derhal tespit edilerek toplanması, teknik bilirkişi vasıtasıyla beton ve demir numunelerinin karot/basınç/dayanıklılık vb testlerine esas olmak üzere doğru yerlerden ve yeterli büyüklükte ve çok sayıda alınarak muhafazası ve fotoğraflanarak tespitinin sağlanması, binalara ilişkin yapı ruhsatı ve yapı kullanım belgelerinin, mimari ve betonarme statik projelerinin ilgili belediyeden, yapı sahiplerinden ve yapı denetim firmalarından getirtilmesi, zemin sondaj etüt raporunun hazırlanması önem arz etmektedir. Delillerin yok edilmeden toplanması, sorumluların tespit edilerek yargılanması; tarifi ve telafisi mümkün olmayan bu acıyı yaşayan tüm toplum vicdanının bir nebze olsun hafiflemesi için de gerekli ve zorunludur. Ayrıca ilgililer hakkında yargı süreçlerinin işletilmesi, inşa edilecek yeni binaların deprem mevzuatına uygun yapımı konusunda tüm bileşenleri titiz çalışmaya yöneltecektir. Tüm sorumluların yargı karşısında gerektiği gibi hesap vermemesinin mevzuata aykırı yapı imalatını teşvik edici sonuç doğurduğu, 1999 depreminden sonra yaşanan bu süreçte, acı şekilde deneyimlenmiştir.

‘ENKAZ MÜLKİYETİ MALİKLERE AİT’

“Son olarak; yıkılan binaların enkaz mülkiyetinin maliklere ait olduğu ve buna bağlı olarak enkaz kaldırma sürecinde hafriyatın maddi değerinin maliklere ait olacağı dikkate alınmalı, hafriyat ekonomisinden evleri yıkılan depremzedelerin faydalanması sağlanmalıdır.”