AKP İktidarında Tarım Ekonomisi Nasıl Çökertildi

Politika 13.02.2019 - 19:32, Güncelleme: 16.11.2022 - 03:02 2745+ kez okundu.
 

AKP İktidarında Tarım Ekonomisi Nasıl Çökertildi

Ekonomik krizin sonuçlarını bütün yönleriyle hmeye başlamış durumdayız. 16 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin uyguladığı ekonomi politikalarının ülkemizi hangi noktaya sürüklendiğini son aylarda net bir şekilde görebiliyoruz.
Domates, biber, soğan gibi temel tüketim maddelerinin bile lüks haline geldiği, işsizliğin patladığı, güvenceli işin ortadan kalktığı, gençlerin uzun vadeli plan yapmakta zorlandığı, eğitim sağlık gibi kamusal hizmetlerin özelleştirilerek ticari bir meta haline getirildiği, dış borçların cari açığın rekorlar kırdığı, insanların alım gücünün düştüğü, tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarının arttığı saymakla bitmeyen handikapların çoğaldığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu tablo AKP’nin iktidar olduğu 2002’den beri, Dünya Bankası ve IMF’nin direktifleriyle uyguladığı neoliberal ekonomi politikalarının doğal bir sonucudur. KİT’lerin özelleştirilmesi, emek piyasasının esnekleştirilmesi, düşük kur-yüksek faize dayalı para politikasının hayata geçirilmesi, bunun bir sonucu olarak sıcak para girişlerine dayanan sanal bir ekonominin inşa edilmesi ile Türkiye ekonomisi kırılgan bir yapıya dönüşmüştür. Uygulanan para politikasının bir sonucu olarak ülkeye giren yabancı yatırımcılar; yeni yatırım yaparak ya da ülkede kurulu bir şirketi satın alarak mal ve hizmet üreten, dolayısıyla istihdam yaratan bir yatırım modelini değil, hisse senedi veya kısa vadeli borç senedi (tahvil, bono vd) alarak, yüksek faiz getirisiyle paradan para kazandıkları bir yatırım modelini tercih ediyorlar. Bugün bu kırılgan yapının yol açtığı sorunlarla karşı karşıyayız. Gündemde ilk sıralarda yer alan, tanzim satış noktalarının kurulması, bu kırılgan ekonomik yapının tarım sektöründe açtığı gediğin bir sonucudur. Tanzim satış noktalarının kurulması, 31 Mart yerel seçimlerine dönük bir seçim hamledir. Sağlam bir altyapı oluşturmadan, ulusal çapta çiftçiyi koruyacak bir sistem geliştirmeden, tüketicinin gözünü bir süreliğine boyamak adına böylesi göstermelik uygulamalarla tarımdaki sorunlar çözülemez.  AKP iktidarı, gelinen noktada yaşanan sorunlarla ilgili olarak hiçbir sorumluluk üstlenmeden hal esnafını çiftçileri köylüleri günah keçisi ilan ederek işin içinden sıyrılabileceğini düşünüyor. Tarımda yaşanan sorunların esas kaynağı AKP iktidarının uyguladığı politikalardır. Özetlersek; Tarımda verimliliği yükselterek önemli düzeyde üretim artışına neden olan, iç pazarı korumada ve kırsal kesimin kalkınmasında önemli bir rol üstlenen, mazot gübre yem tohum sulama gibi girdi fiyatlarının kontrolünü sağlayan tarımsal KİT’lerin önemli bir kısmı AKP iktidarında, uluslararası mali kuruluşlar ve çokuluslu şirketlerin öngördüğü “yapısal uyum programları” kapsamında özelleştirildi. TÜGSAŞ, İGSAŞ, TİGEM gibi kurumların özelleştirilmesi, Tarım Satış Kooperatifi Birliklerinin ve TMO'nin işlevinin daraltılması, Türkiye’de tarımın çökmesinin, 30 milyon dönüm alanın üretim dışına çıkmasının, 3 milyon istihdam kaybına uğranılmasının, Türkiye'nin tarımsal dış ticarette net ithalatçı konumuna gerilemesinin başlıca nedenleri arasındadır. Refahın topluma yayıldığı, işsizliğin bir kader olmaktan çıktığı, ücretiyle geçinen bütün emekçilere güvenceli iş güvenceli gelecek olanaklarının sağlandığı, kamusal ve doğal kaynakların toplum yararına sunulduğu, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınan adil bir sisteminin hayata geçirildiği, üreticinin, çiftçinin, sanayicinin ve esnafın uluslararası tekellere karşı gümrük tarifeleri ve devlet teşvikleriyle korunduğu, reel sektörün yatırım olanaklarının genişletildiği, kısaca kendi ayakları üzerinde durabilen, toplumcu bir anlayışla yönetilen bir Türkiye hayal ediyoruz. 31 Mart yerel seçimleri, AKP iktidarının geriletilebilmesi için son derece kritik bir öneme sahiptir. Ekonomik krizin yol açtığı derin yaraları sarmakta zorlanan halkımızla birlikte, toplumcu katılımcı, halkın derdine derman olan bir yerel yönetim modelini iktidara taşıyarak, hayalimizdeki Türkiye için ilk adımı atacağız.
Ekonomik krizin sonuçlarını bütün yönleriyle hmeye başlamış durumdayız. 16 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin uyguladığı ekonomi politikalarının ülkemizi hangi noktaya sürüklendiğini son aylarda net bir şekilde görebiliyoruz.

Domates, biber, soğan gibi temel tüketim maddelerinin bile lüks haline geldiği, işsizliğin patladığı, güvenceli işin ortadan kalktığı, gençlerin uzun vadeli plan yapmakta zorlandığı, eğitim sağlık gibi kamusal hizmetlerin özelleştirilerek ticari bir meta haline getirildiği, dış borçların cari açığın rekorlar kırdığı, insanların alım gücünün düştüğü, tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarının arttığı saymakla bitmeyen handikapların çoğaldığı bir tablo ile karşı karşıyayız.

Bu tablo AKP’nin iktidar olduğu 2002’den beri, Dünya Bankası ve IMF’nin direktifleriyle uyguladığı neoliberal ekonomi politikalarının doğal bir sonucudur. KİT’lerin özelleştirilmesi, emek piyasasının esnekleştirilmesi, düşük kur-yüksek faize dayalı para politikasının hayata geçirilmesi, bunun bir sonucu olarak sıcak para girişlerine dayanan sanal bir ekonominin inşa edilmesi ile Türkiye ekonomisi kırılgan bir yapıya dönüşmüştür. Uygulanan para politikasının bir sonucu olarak ülkeye giren yabancı yatırımcılar; yeni yatırım yaparak ya da ülkede kurulu bir şirketi satın alarak mal ve hizmet üreten, dolayısıyla istihdam yaratan bir yatırım modelini değil, hisse senedi veya kısa vadeli borç senedi (tahvil, bono vd) alarak, yüksek faiz getirisiyle paradan para kazandıkları bir yatırım modelini tercih ediyorlar. Bugün bu kırılgan yapının yol açtığı sorunlarla karşı karşıyayız.

Gündemde ilk sıralarda yer alan, tanzim satış noktalarının kurulması, bu kırılgan ekonomik yapının tarım sektöründe açtığı gediğin bir sonucudur. Tanzim satış noktalarının kurulması, 31 Mart yerel seçimlerine dönük bir seçim hamledir. Sağlam bir altyapı oluşturmadan, ulusal çapta çiftçiyi koruyacak bir sistem geliştirmeden, tüketicinin gözünü bir süreliğine boyamak adına böylesi göstermelik uygulamalarla tarımdaki sorunlar çözülemez. 

AKP iktidarı, gelinen noktada yaşanan sorunlarla ilgili olarak hiçbir sorumluluk üstlenmeden hal esnafını çiftçileri köylüleri günah keçisi ilan ederek işin içinden sıyrılabileceğini düşünüyor. Tarımda yaşanan sorunların esas kaynağı AKP iktidarının uyguladığı politikalardır.

Özetlersek;

Tarımda verimliliği yükselterek önemli düzeyde üretim artışına neden olan, iç pazarı korumada ve kırsal kesimin kalkınmasında önemli bir rol üstlenen, mazot gübre yem tohum sulama gibi girdi fiyatlarının kontrolünü sağlayan tarımsal KİT’lerin önemli bir kısmı AKP iktidarında, uluslararası mali kuruluşlar ve çokuluslu şirketlerin öngördüğü “yapısal uyum programları” kapsamında özelleştirildi. TÜGSAŞ, İGSAŞ, TİGEM gibi kurumların özelleştirilmesi, Tarım Satış Kooperatifi Birliklerinin ve TMO'nin işlevinin daraltılması, Türkiye’de tarımın çökmesinin, 30 milyon dönüm alanın üretim dışına çıkmasının, 3 milyon istihdam kaybına uğranılmasının, Türkiye'nin tarımsal dış ticarette net ithalatçı konumuna gerilemesinin başlıca nedenleri arasındadır.

Refahın topluma yayıldığı, işsizliğin bir kader olmaktan çıktığı, ücretiyle geçinen bütün emekçilere güvenceli iş güvenceli gelecek olanaklarının sağlandığı, kamusal ve doğal kaynakların toplum yararına sunulduğu, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınan adil bir sisteminin hayata geçirildiği, üreticinin, çiftçinin, sanayicinin ve esnafın uluslararası tekellere karşı gümrük tarifeleri ve devlet teşvikleriyle korunduğu, reel sektörün yatırım olanaklarının genişletildiği, kısaca kendi ayakları üzerinde durabilen, toplumcu bir anlayışla yönetilen bir Türkiye hayal ediyoruz.

31 Mart yerel seçimleri, AKP iktidarının geriletilebilmesi için son derece kritik bir öneme sahiptir. Ekonomik krizin yol açtığı derin yaraları sarmakta zorlanan halkımızla birlikte, toplumcu katılımcı, halkın derdine derman olan bir yerel yönetim modelini iktidara taşıyarak, hayalimizdeki Türkiye için ilk adımı atacağız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve antalyahabertakip.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.